Beslenme, tüm ruhsal ve fiziksel durumun yanı sıra formda kalmayı ve canlı olmayı da etkiler. Bazı gıdalar gücümüzü ve canlılığımızı yok ederken, bazıları da enerji depomuzu doldurur bize güç verir.
Pek çok madde, az alındığı veya hiç kullanılmadığı takdirde insanı yıpratarak yorgunluğa yol açar. Özellikle de B, E, C ve A vitaminleri bu maddelerin başında gelir. Minarallerden de demir, bakır ve magnezyum eksikliği insanın gücünü kaybetmesine neden olur. Gerçekten kalıcı bir güce ve neşeye kavuşmak istiyorsanız, vücudun gelişmesinde gerekli olan yapı malzemelerinden amino asitleri yeterince almalısınız.
Hücreleri oluşturup dokuların yenilenmesini sağlayan amino asitler ayrıca kas hareketlerinin uygulanmasında ve vücut içinde oksijenin taşınmasında kullanılır. Özellikle de dinlendirici, depresyonu azaltıcı tabii bir amino asit olan Tryptophan ile hafızanın gelişmesini, her zaman dikkatli ve uyanık kalınmasına yardımcı temel bir amino asit olan Phenylalanin almanızda yarar var. Çünkü bunlar güçlendirici ve neşe verici hormonların çoğalmasını ve sağlam büyümesini sağlar.
Diğer yandan da vücuda yorgunluk ve bitkinlik veren gıda maddelerinde de uzak durmalı ya da az miktarda tüketmelisiniz. Özellikle de hayvansal yağların bizi yorgun düşürüp, gücümüzü azalttığını unutmayın.
- Yorgunluk veren gıda maddeleri: Alkol, asitli içecekler, hazır yemekler, yağ, sakatat, kahve, limonata, sığır eti, tatlı çeşitleri.
- Canlandıran gıda maddeleri: Avokado, muz, yeşil çay, yoğurt, patates, kivi, paraguvay çayı, turp, zeytin, pirinç, kırmızı pancar, balık, bezelye.
Yorgunluğa Karşı Besin Desteği
Yorgunluktan şikayet eden kişiler için besin desteği büyük yarar sağlayabilir. Uzmanlarca önerilmiş besin takviyeleri;
- B vitamin ailesi B-6, B-12 ve folik asidi de içeren B-11 vitaminlerinden oluşur. B6 vitamin eksikliği de demir gibi anemi ve kronik yorgunluk ile bağıntılıdır. B6 vitamini ihtiyacınızı muz, tavuk, hindi, patates, meyve suyu, karpuz, ıspanak ve bal gibi besinlerden karşılayabilirsiniz. B-12 vitaminin eksikliği ise homosistein seviyelerinin artmasına yol açar. Yüksek homosistein seviyesi kalp hastalıklarına yakalanma riskinin artması anlamına gelmektedir. Bu açığı da baklagiller, bonfile, ton balığı, balık, hindi, yoğurt, süt, tavuk ve peynir yiyerek kapatabilirsiniz.
- C vitamini bağışıklık sistemini güçlendiren önemli bir antioksidandır. Hastalık veya stres durumlarında, bağışıklık sisteminin düzgün çalışması için gereken bir vitamindir.
- Ayrıca C vitamini ile sağlıklı adrenal fonksiyonların çalışması da artıyor. Bu nedenle bu fonksiyonlar özellikle stresli durumlarla başa çıkabilmek için çok gereklidir. C vitamini açısından zengin besinler arasında brokoli, çilek, portakal, greyfurt, mango ve yeşil biber sayılabilir.
- Magnezyum protein sentezi, enerji üretimi ve hücresel bölünme için gerekli olan çok önemli bir mineraldir. Günümüzde pek çok insanda magnezyum eksikliği görülmektedir.
- Demir eksikliği de anemi ve kronik yorgunluğa yol açan önemli bir faktördür.
- E vitamini çok önemli bir antioksidan koruyucu olarak hücreleri toksinlerden ve serbest radikallerden korumaktadır. Ayçiçek yağı, fıstık ezmesi, badem, ton balığı, somon, mısırözü yağı, zeytinyağı E vitamini açısından zengin besinler arasında yer alır.
- Potasyum eksikliği yorgunluk ve kas zayıflığına yol açmaktadır. Bazı CFS hastalarında potasyum enerjinin artmasını sağlar.
- Tıpkı bir yerimiz ağrıdığında olduğu gibi yorgunluk döneminde de vücudumuz bize bir takım uyarı sinyalleri gönderir. Mesajın özü vücudumuza daha dikkatli bakmamız ve ona güç kazandırmamız gerektiğidir. Kronik yorgunluk yaşayan bir insan da durmadan vücudundan bu tür uyarı sinyalleri alır. Ancak önemli olan bu uyarılara gerek kalmadan sağlıklı bir şekilde beslenmek ya da uyarıyı aldığımızda hemen harekete geçmektir. Bu nedenle de bilinçli bir beslenme ile yorgunluğa bir son verip, yediklerimize dikkat ederek daha sağlıklı bir yaşama kavuşabilir ve yorgunluk hissetmeyiz!