Sağlıklı ve doğru beslenmek için kolaylıkla kullanılabilecek tanımlamalardan bir tanesi gökkuşağıdır. Tabiatta bulunan ve gökkuşağındaki renklere bezenmiş yiyecekler bizim için önemli bir yol haritasıdır. Modern tıbbın gelişimine paralel olarak, vücudu daha iyi tahlil (analiz) edecek yöntemler ortaya çıkmış ve hastalıkların nasıl oluştuğunu anlamak kolaylaşmıştır. Bu sayede bizler günümüzde insanların önemli pek çok sağlık sorununun (şeker hastalığı, yüksek tansiyon, kalp damar hastalıkları, şişmanlıkla ilgili sorunlar, romatizmal eklem rahatsızlıkları, böbrek, karaciğer hastalıkları, yaşlanma ve kanser) altında uzun süreli ve düşük dozda bir inflamasyonun (iltihaplanma) olduğunu öğrenmiş olduk.
Bu inflamasyonun (iltihaplanma) ilk basamağı hemen daima vücutta oksitleyici maddelerin artışıdır. Daha sonra gelişen olaylar vücut hücrelerinin huzurunu kaçırır ve onları rahatsız eder. Uzun süreli düşük doz iltihaplanma yıllarca sürer ve bir hastalık olarak tanımlanamaz. Ancak çoğu insanda işaretleri ortaya çıkar.
Yaşlandıkça tansiyonumuz az da olsa yükselir, damarlarımız sertleşir, kan şekerimiz ve kan yağlarımız yüksek değerlere ulaşır. İşte bu belirtiler hep düşük doz uzun süreli iltihaplanma süreci ile ilişkilidir. Oksitleyici maddeler devamlı surette oluştuğu ve verdikleri hasar vücutta biriktiği için, bir yaşam tarzı olarak bu oksitleyici maddelerden devamlı bir şekilde korunmalıyız; bu korunma için de beslenme şeklimizin doğal oksitlenme engelleyici (antioksidan) maddelerden zengin olmasına dikkat etmeliyiz. Doğal oksitlenme önleyici maddelerin en önemlileri meyve, sebze ve baharatlarda bulunan maddelerdir. Bu maddeler aynı zamanda besinlerin renklerini de oluştururlar. Böylece karşımıza manav reyonlarında ve baharatçılarda bir gökkuşağı başka bir deyişle sağlıklı renk tayfı çıkar. Sağlıklı yaşamak için bir beslenme alışkanlığı olarak bu gökkuşağını soframıza taşımalıyız.
Bitkilere renk veren bu maddeler (fitopigmentler) aynı zamanda güçlü oksitlenme önleyicilerdir. Renkleri sayesinde insan için cazip hale gelirler ve sadece bitkileri değil sağlığımızı da renklendirirler. Bu besinleri tüketmeyi alışkanlık haline getirdiğimizde damarlarımızda, kalbimizde, beynimizde ve diğer organlarımızda gökkuşağı açar.
Bitki ve baharatlara sarı (turunçgiller vb.), kırmızı (domates, kiraz, çilek, kırmızı biber vb.), yeşil (ıspanak, pazı, dolmalık biber, dereotu, kıvırcık vb.), turuncu (portakal, mandalina, kayısı, kavun vb.), mavi-mor (üzüm, yaban mersini, böğürtlen vb.), beyaz (soğan, sarımsak vb.) rengi veren maddeler kendilerini bu renkleri ile sofralarımıza davet ederler ve son derece yararlı etkiler gösterirler.
Bu renk tayfını oluşturan besinler genel olarak hastalıklara karşı koruyucu olma noktasında benzer özelliklere sahiptir. Ancak pek çoğu bir yönü ile daha öne çıkar. Örneğin, domatesin ve sarımsağın kanserden koruyuculuğu, turunçgillerin yüksek tansiyondan koruyuculuğu gibi ancak bu önemli değildir. Önemli olan bu gökkuşağı yiyeceklerinin bütçemize ve yaşam koşullarımıza uygun olarak sofralarımızı renklendirmesine müsaade etmektir. Lütfen unutmayınız, sarımsak hapı, vitamin preparatları (beta-karoten, E vitamini vb.), gökkuşağı oluşturamazlar. Bu yararlı besinleri doğal halleri ile ve mümkün olduğunca çiğ olarak tüketmeniz gerekiyor. Afiyet olsun.