Kilo Almadan Oruç Tutmak Mümkün Mü

Ramazanın gelişiyle birlikte beslenme alışkanlıklarımızda meydana gelen değişiklikler, metabolizmamızı etkileyerek kilo almamıza neden oluyor.

Ramazanın gelişiyle birlikte beslenme alışkanlıklarımızda meydana gelen değişiklikler, metabolizmamızı etkileyerek kilo almamıza neden oluyor. Gece yenen sahur yemeklerinin ardından uyumak ve gün boyu aç kalmanın ardından iftar vaktinde yenen hızlı ve aşırı yemekler değişen metabolizma hızımızı kilo almak durumunda çaresiz bırakıyor.

Beslenme ve Diyet Uzmanı Dr. Yasemin Bradley, oruç tutarken bazıları zayıflasa da, çoğu kişinin kilo aldığına değinerek, bunu önlemenin basit yolları olduğunu belirtti. İftar sonrasında gaz ve şişkinlik, yanma ve reflü yakınmalarının başladığına dikkat çeken Dr. Bradley, “Azıcık dikkatle orucunuzu çok daha rahat tutabilirsiniz” dedi.

RAMAZAN boyunca kilo almak herkesin en büyük kâbusudur. Değişen yeme alışkanlıklarımıza yavaşlayan metabolizmamız da eklenince kilo almak kaçınılmaz bir son gibi görünüyor. Oysa, Ramazan’da kilo alman oruç tutmak mümkün. Beslenme ve Diyet Uzmanı Dr. Yasemin Bradley, oruç tutarken kilo almanın en büyük nedeninin, tüm gün bir şey yemeyen kişilerin, iftardan sonra kendilerini tamamen bırakmaları olduğunu söyledi. Dr. Bradley kilo almadan oruç tutmak için önerilerini ise şöyle sıraladı;

Ramazan’da Susuz Kalarak Sağlığınızı Tehlikeye Atmayın

Bu arada, Ramazan’da su tüketiminin önemine değinen Beslenme ve Diyet Uzmanı Dr. Yasemin Bradley, pH seviyesi yüksek doğal mineralli suların oruç tutmayı kolaylaştırmada çok büyük fayda sağladığına dikkat çekti. Dr. Bradley, pH seviyesi yüksek doğal mineralli suyun yerini hiçbir sıvının tutmayacağını söyledi.

Bu yıl Ramazan’ın yazın en sıcak ve en uzun günlerine rastlamasına da dikkat çeken Beslenme ve Diyet Uzmanı Dr. Yasemin Bradley, vücudumuzun toksinleri atabilmek için her gün deri, akciğerler, böbrekler, bağırsaklar yoluyla 1,5 litre su kaybettiğini belirtti. Aşırı sıcaklarda ve oruç tutarken terleme yoluyla kaybedilen su miktarının daha da arttığını söyleyen Dr. Bradley, “Bu yüzden yiyecekler ve içeceklerle bir günde almamız gereken sıvı miktarı yazın, özellikle de Ramazan’da artıyor. Tercihinizi doğal mineralli sudan yana yapın. Böylece vücudunuzun sadece sıvı değil, mineral ihtiyacını da karşılamaya yardımcı olursunuz. Orucunuzu doğal mineralden zengin suyla açın. İftar sırasında da su yudumlamaya devam edin. Yatana kadar elinizden doğal mineralli su bardağınızı eksik etmeyin” diye konuştu.

“Ramazan boyunca pH değeri ve doğal mineral seviyesi yüksek suyu tercih edin” diyen Beslenme ve Diyet Uzmanı Dr. Yasemin Bradley, şu bilgileri verdi:

“Ramazanda pH değeri yüksek, doğal mineralli su tüketirseniz, sadece sıvı ihtiyacınızı değil, mineral ihtiyacınızı da karşılamaya yardımcı olacaksınız.

Kaliteli su seçmeye, ayrıca seçtiğimiz suyun kimyasına da dikkat etmemiz gerekiyor. Su tüketirken, şişe etiketini mutlaka okumanızı öneriyorum. Seçtiğiniz suyun yüksek pH oranına sahip, doğal mineralli olmasına özen gösterin.

Aynen yediklerimiz gibi içtiklerimizin de vücudumuzun kimyası üzerinde etkisi vardır. Erişkin bir insan vücudunun %50‘sinden fazlası sudan oluşuyor. Bu yüzden su seçimine çok dikkat etmemiz gerekli!

Tüm metabolik işlemler dengeli bir pH’a bağlı olduğu için vücudumuz sürekli olarak pH dengesini sağlamaya çalışır. Vücut kanın pH’ını sürekli 7.35-7.45 aralığında tutmaya çalışır. Vücuttaki her işlem kan pH’ının belli bir seviyede kalmasıyla doğru işler. Aynen vücut sıcaklığını 36.5-37 derecede tutmaya çalışması gibi. Sürekli asidik bir ortama maruz kalındığında, hücrelerin toksik yükü yavaş yavaş artabiliyor, yapıları değişebiliyor.

Suyun pH derecesi, suyla karışmış hidrojen miktarını gösterir. pH bir sıvının asidik veya bazikliğini gösteren bir ölçüdür. pH değeri 0-14 arası bir rakamla belirtilir. 7 nötr, pH ’ı 7’nin altında olan sıvılar asidik, pH’ı 7’nin üzerinde olan sıvılar baziktir. Düşük pH’lı su asidik, aşındırıcı olabilir. Asidik su demir, bakır, çinko, manganez, kurşun gibi metalleri yüksek oranda içerebilir. Asidik su ayrıca geçtiği borulardan bu metallerin suya karışmasına da neden olabilir. Sağlığımız için bu maddelere ihtiyacımız olsa da fazlası risk oluşturuyor. Asidik su ağzınızda ekşi, metalik bir tat bırakacaktır. Tanklarda ve borularda mavi-yeşil bir renge yol açar. pH derecesi suyun çıktığı kaynağa göre değişir. Bir su ne kadar bazikse kimyasını değiştirebilecek asidik etkilere o kadar dirençli demektir. Vücut için yararlı olan bazik yani alkali su içmektir.”

Ramazan’da Günlük Doğal Mineralli Su Tüketimi Ne Kadar Olmalı

Bu yıl Ramazan ayının aşırı sıcaklara gelmesiyle yeterli su tüketimi konusu her zamankinden daha önemli bir hale geldi. Peki yeterli su tüketimimiz ne kadar olmalı? Beslenme ve Diyet Uzmanı Dr. Yasemin Bradley bu sorunun yanıtını şu şekilde verdi;

“Bu yıl çok sıcak yaz günlerinde oruç tutulacak. Hava sıcaklığı güneydeki illerimizde 40 derecenin üzerinde seyrediyor. 30 derecenin üzerindeki hava sıcaklıklarında, hareket de artmışsa su ihtiyacı günde 4-5 litreye kadar artabiliyor.

Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) günlük su tüketimi konusunda önerisi ise şöyle:

Toplam= 2.5 litre su tüketmemiz gerekiyor.

Bu da günde 8 bardak su demektir. Yani normal hava sıcaklığında her 2 saatte 1 bardak su içmeliyiz. Vücudunuzun sağlığını korumak için de pH seviyesi yüksek doğal mineralli suları tercih edin.”

Dr. Bradley’den Ramazan’a Özel Tarif

Beslenme ve Diyet Uzmanı Dr. Yasemin Bradley, Tüm gün boş kalan midenin iftar vaktinde bir anda yemekle buluşmasıyla hazımsızlık sorunlarının oluşabileceğini belirtti ve bu tür durumlara karşı, sindirimi kolaylaştıracak bir içecek tarifi verdi.

Zencefilli, Ballı Soğuk Çay