Sıcak Yaz Günlerinde Hasta Böbreklere Seyahat Özgürlüğü
Yaz aylarında hava sıcaklığının artmasına karşı gerekli önlemlerin alınmaması böbrek sağlığını da tehdit ediyor. Nefroloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Taner Çamsarı, “Bunaltıcı yaz sıcaklarında sağlıklı kalabilmek için sıvı alımının artırılmasına dikkat edilmeli. Sıvı alımı gerekenden daha az olduğu zaman böbrek işlevleri tehlikeye girer. Aşırı terlemeden, sıcakta kalmaktan kaçınmalı bol bol sıvı almalı ve sebze, meyve türü besinler tüketilmeli. Terleme ile tuz ve sıvı kaybı olur bu da kan basıncında beklenmeyen düşmelere yol açar.” diyor.
Türk Nefroloji Derneğinin yaptığı CREDİT çalışmasına göre; Ege bölgesinde Kronik Böbrek Yetmezliği oranının Marmara, İç Anadolu, Karadeniz ve Akdeniz bölgelerine göre daha az olduğu gözlemleniyor. Prof. Çamsarı, beslenmeyle bu hastalığın doğrudan ya da bölgesel olarak direkt ilişkisi olmamakla beraber, Ege mutfağının genel sağlık açısından tavsiye edilebileceğini, ancak yemeklerdeki tuz oranının biraz yüksek olduğunu söylüyor.
Prof. Çamsarı, son dönem Böbrek Yetmezliği dediğimiz, böbrekleri çalışmayan ve diyaliz tedavisi gören hastalar ya da böbrek nakli adayı olan hastaların seyahat olanaklarının bilim ve teknolojinin gelişmesiyle son yıllarda çok arttığına dikkat çekiyor. Prof. Çamsarı bu konudaki görüşlerini şöyle aktarıyor:
“Eskiden olduğu gibi bir şehre ve bir merkeze bağlılık konumları azaldı. Hastaların yaşamdan soyutlanmaması için değişik çözümler sunuluyor. Örneğin hemodiyalizde, hasta cihaza bağlanarak, tedaviyi kendi başına uygulayabiliyor. Ülkemizde henüz uygulanmayan ancak gelişmiş ülkelerde yavaş yavaş yaygınlaşan ev hemodiyalizi de bu seçeneklerden biridir. Ülkemizde yetmiş bine yakın hasta hemodiyaliz tedavi biçimiyle tedavi ediliyor ama çok kısıtlı sayıda hasta bu uygulamayı yapıyor. Periton Diyalizi ise kişisel yaşantıyı ve meslek yaşantısını sürdürmeye olanak sağlayan bir yöntem. Dokuz Eylül Üniversitesi Nefroloji Bilim Dalı bu tedavi Türkiye'de ilk uygulayan merkezlerden ve 20 yıldır başarıyla bu tedavi yöntemini sürdürüyoruz. Periton Diyalizinde merkeze bağımlılık olmadığı gibi seyahat özgürlüğü de var. Hemodiyaliz de kısmen seyahat özgürlüğü olmasına karşın gidilen yer de de bir merkez olması ve boş kapasite bulunması zorunluluğu bu özgürlüğü kısıtlıyor. Aletli Periton Diyalizi dediğimiz bu uygulamada da hastaların seyahat ettikleri yerlere bu makineler gönderilebiliyor. Sanayi desteğiyle hastalara çok geniş bir seyahat özgürlüğü sunuluyor. Ülkemizde altı bine yakın periton diyalizi hastası var. ”
Nefroloji Bilim Dalında, Diyalizi Tedavi Sistemleri konusunda çok deneyimli hekim ve hemşirelere sahip olduklarını söyleyen Prof. Çamsarı, hastalar daha son döneme gelmeden bir iki yıl öncesinden tedavi biçimleri ve seçenekler konusunda belirli bir program çerçevesinde Diyaliz Öncesi Eğitim Programı (DÖEP) kapsamında, özel bir ekip tarafından eğitildiklerini vurguluyor. Prof. Dr. Taner Çamsarı, "Önceden uzun süre eğitilen kronik böbrek hastalarının diyaliz tedavilerinin daha sorunsuz seyrettiği ve yaşam sürelerinin eğitilmemiş hastalara göre daha uzun olduğu araştırmalarla kanıtlanmış bir gerçektir. Hastalar gece yatarken tedavi olup tüm günleri kendilerine ayırdıkları için Aletli Periton Diyalizine eğilimliler." diyor.
Kronik Böbrek Hastalıkları, şeker hastalığı, hipertansiyon, glomerulonefritler, enfeksiyon hastalıkları gibi çok çeşitli nedenlerle ortaya çıkmaktadır. Tedavi Yöntemleri ise;
Periton Diyalizi (Karın Diyalizi). Bu tedavi biçimi de hastanın bir başlangıç eğitiminden sonra kendilerinin uygulayabileceği bir yöntemdir. Bu yöntem ile son evre böbrek hastalığı olanlarda böbrek işlevlerinden arta kalan kısmı korunabilmektedir. Yani idrar yapma işlevi bu sağaltımla daha uzunca bir süre devam etmektedir. Bu tedavide bir merkeze bağımlılık söz konusu değildir. Periton (karın) Diyalizinin makineyle gece yapılan uygulamaları da var. Burada karına sıvı verip alma işlemi daha ziyade gece bir makine aracılığıyla yapılıyor ve hasta uyurken tedavisi gerçekleşiyor.
Hemodiyaliz : Belirli merkezlerde yapılan hastanın hemşireler yardımıyla bir cihaza bağlandığı ve damardan çekilen kanın süzme işlemi ile temizlendikten sonra hastaya tekrar verilmesiyle uygulanan bir tedavi biçimidir.