Bir ya da iki santimetre büyüklüğünde olan küçük bir kurtçuk şimdiye kadar dünyada 74 ülkede 210 milyon kişiye Şistozomiyaz hastalığı bulaştırdı.
Tropikal bir hastalık olan Şistozomiyaz virüsünü 210 milyon kişiye bulaştıran bu küçük kurtçuk su yoluyla bulaşıyor. Kurtçuk genellikle banyoda, içme suyunda insanlara mikrop bulaştırıyor.
Bilim adamları şimdiye kadar bu kurtçuk yoluyla bulaşan Şistozomiyaz hastalığına çare bulamadı. Ancak 210 milyon kişinin bu hastalık tehlikesiyle karşı karşıya olması tıp dünyasını harekete geçirdi. Bu alandaki araştırmalarını hızlandıran bilim adamları, hastalığı yenecek bir ilaç geliştirmeye çalışıyor.
Şistozomiyaz Nedir
Asya, Afrika, Güney Amerika ve Arıtıller'de 200 milyondan çok insanı etkileyen tropik bir hastalıktır. Bitkinlik, yüksek ateş, ishal, idrarda ve dışkıda kan görülmesi, karaciğer yıkımı gibi ağır sağlık so-runlarına yol açan bu hastalık, insan ve hayvan vücudunda asalak yaşayan bazı yassı solucanlardan ileri gelir. Yaklaşık 10-15 mm uzunluğundaki bu asalaklar, "kelebek" adıyla tanınan yaprak solucanları Schistosoma cinsindendir. Eskiden bu cinsin Latince adı Buhar zia olduğu için, hastalık bilharziyoz adıyla da bilinir.
Schistosoma cinsinden yaprak solucanların 20 kadar türü vardır; bunlardan beşi insanın çeşitli dokularına yerleşerek şistozomiyaz hastalığına yol açar. Bu asalaklar, insan ya da sığır gibi bir son konağın vücuduna yerleşmeden önce, tatlı sularda yaşayan bazı karından-bacaklı yumuşakçaları ara konak olarak kullanır ve gelişmesinin bir bölümünü bu konağın vücudunda tamamlar. Larva evresindeyken insana bulaşan solucanlar erişkin duruma geldiğinde toplardamarlara yerleşir ve yumurtalarını kana bırakır. Kan dolaşımıyla çeşitli dokulara taşınan bu yumurtalar sonunda idrar ve dışkıyla vücuttan dışarı atılarak sulara karışır. Suda çatlayan yumurtalardan miracidium denen minicik larvalar çıkar. Titrek kirpikleriyle suda serbestçe yüzen bu larvalar bir yumuşakçanın, örneğin bir tatlı su salyangozunun içine girer ve gelişmesini burada sürdürerek bu kez serkarya denen başka bir larva evresine dönüşür.
Artık bu arakonağa gereksinimi kalmayan serkaryalar salyangozdan ayrılarak yeniden suda yüzmeye başlar. Asalak larvalarıyla kirlenmiş sularda yüzen ya da çıplak ayakla yürüyen insanların derisinden içeri giren serkaryalar önce kan damarlarına geçer, oradan karaciğere giderek olgunlaşır ve gene kan dolaşımıyla vücudun çeşitli yerlerine ulaşarak hastalık belirtilerine yol açar. Böylece asalağın yaşam çevrimi tamamlanmış olur.
Bu solucanların yerleştikleri organa göre değişik belirtiler veren birkaç şistozomiyaz türü vardır. Schistosoma türlerinden biri bağırsak şistozomiyazına, bir başkası idrar yolları şistozomiyazına, özellikle Uzakdoğu'da yaygın olan üçüncü bir tür de bu grubun en tehlikeli hastalığı olan damar şistozomiyazına neden olur.
Asalak solucanlar üzerinde etkili olan ilaçlar larvaları öldürerek hastalığın tedavisini sağlarsa da, şistozomiyazın yaygın olduğu birçok ülkede parasal nedenlerle ilaç dağıtımı ve kullanım ı yeterli değildir. Hastalığı önlemek için her şeyden önce sağlık ve temizlik kurallarına uymak, kanalizasyon ağlarını yaygınlaştırarak asalak yumurtalarının içme ve kullanım sularına bulaşmasını engellemek gerekir. Şistozomiyaz hastalığı yalnızca bazı tatlı su salyangozlarının bulunduğu yörelerde görüldüğü için, bu arakonakların yok edilmesi de etkili bir önlemdir. Ne var ki, yakın bir gelecekte denetim altına alınması pek olanaklı gözükmeyen şistozomiyaz, bugün için sıtmadan sonra dünyanın en yaygın asalak hastalığı olarak önemini korumaktadır. Ülkemizde bu hastalığa yalnızca Mardin'in Nusaybin ilçesinde, akarsuların kıyısındaki bazı köylerde rastlanmış.