Acaba Hiperaktif Çocuk Mu? Burnu Tıkalı Çocuk Mu?
Burnu tıkalı çocuklar rahat nefes alamıyor, rahat uyuyamıyor, baş ağrısı ile uyanıyor, gün içinde derslerine konsantre olamıyor, ders başarısı düşüyor.
Etrafına karşı davranış bozuklukları sergiliyor ve hiperaktiftir oluyor. Bu durum birçok kez hiperaktivite ve dikkat eksikliği tanısıyla tedavi ediliyor. Acaba çocuğunuz hiperaktif mi yoksa burnu mu tıkalı?
Alerji Uzmanı Prof. Dr. Yonca Nuhoğlu, doğru ve burundan nefes almanın yaşam ve sağlık kalitesi açısından büyük önem taşıdığına değiniyor ve çocuklarda burun tıkanıklığının en önde gelen nedeninin alerjik nezle olduğunu belirtiyor. Nuhoğlu burnun, ısıtıcı, nemlendirici ve partikülleri temizleyici rolünün bulunduğunu, solunum yolu enfeksiyonlarına daha az yakalanmayı sağlayan özelliğine dikkat çekiyor. Özellikle mikroplarla ilk kez temas etmeye başlayan okul ve yuva çağındaki çocuklar için çok daha önemli olduğunu belirtiyor. Burun tıkanıklığının ileri boyutta olmadıkça üzerinde durulmadığını fakat nefes alamamak gibi çok önemli bir şikâyetin oluştuğunu, belirtilerinin ise horlamak, ağızdan nefes almak ve uyku apnesi olarak kendini gösterdiğini vurguluyor.
Prof. Dr. Yonca Nuhoğlu, uykusunda huzursuz, horlayan, iç çeken çocuğun zaman zaman nefes almaya ara verdiğini ve bu nefes alamama süreçlerinin ardından vücudun oksijensiz kaldığını belirtiyor. Anne babaların en büyük şikâyetlerinin, gece aşırı terleyen çocuklar olduğunu, bu terlemenin nedeninin vücudun oksijensiz kalmasından kaynaklandığını söylüyor. Çocuklarda alerjik nezlenin, yutma sorunlarına dolayısıyla iştahsızlığa neden olduğuna, gece artan idrarın yatağı ıslatmaya varan boyutuna dikkat çekiyor. Bu durum karşısında kendini kötü hisseden çocukların davranış bozukluklarının psikolojik takibe alınarak tedavi edilmeye çalışıldığını, oysa ana sorunun burun tıkanıklığı olduğunu vurguluyor.
Nuhoğlu; alerjik nezlede tekrar eden enfeksiyonların, çoğu kez geniz eti ve bademcik büyümesi ile sonuçlandığına değiniyor ve cerrahi operasyonlarla geçici çözümler üretildiğine dikkat çekiyor. Alta yatan alerjik neden tedavi edilmediği müddetçe 4 çocuktan birinde şikâyetlerin tekrarlamasının mümkün olduğunun altını çiziyor. Çocuklarda alerjik hastalıkların bütüncül olduğunu, alerjik nezlesi olan çocukların çoğunda alerjik bronşit ve astımın da bir süre sonra başladığının gözlendiğini sözlerine ekliyor. Alerji tedavisinin bir bütün olarak yapılmasını önemle tavsiye ediyor ve sorumlu alerjinin saptanmasının ardından kökten çözümün ise dilaltı aşı tedavisi ile mümkün olduğunun altını çiziyor. Tedavi sonucu burnu açılan çocuğun uyku kalitesinin düzeleceğini, uyku kalitesi düzelen çocuğun okul başarısının yükseleceğini, gece uykuda büyüme hormonu salgısı artacağından büyümesinin hızlanacağını sözlerine ekliyor.