Bebek bekleyen çoğu anne baba için, bebeklerinin kafalarındaki imajı, daha gebelik testlerinin pozitif olduğunu öğrendikten hemen sonra berraklaşmaya başlar. Kafalarda beliren bu imaj çoğunlukla bebek mamaları ya da kullanıp atılan bebek bezi ambalajlan üzerindeki 3-4 aylık tombul ve gülümseyen bebek resimlerine benzer. Oysa gerçekte doğum odasında doktorunuzun elinize verdiği yeni doğmuş bebeğiniz bu imajdan tamamıyla farklıdır. Kırışık
derili, çoğunlukla doğum kanalından geçerken ezilmiş kafalı bu bebek hiç de hayalinizde canlandırdığınız, mama reklamlarındaki o güzel bebeğe benzememektedir.
Her ne kadar aslında yaklaşık 40 haftalık bir süreyi kapsıyorsa da, döllenmeden doğuma kadar geçen zaman müstakbel anne ve baba için çok uzun bir süre olarak görünebilir. Son adet kanamasından takiben 38-42 hafta sonra yapılan doğumlar olgunlaşmış gebelik olarak kabul edilir. Bazen, çocuğun artık dünyaya gelmek üzere olduğu bu son 4 haftalık dönem süresince çoğu kadın çalışmaya devam edebilir. Olgunlaşmış gebelik sonucu doğan bebeğin ortalama ağırlığı 2.5 ila 4.5 kg. arasında değişin erkekler kızlardan biraz daha ağırdırlar. Olgunlaşmış gebelik bebeklerinin çoğunun boyu 45 ila 55 cm. arasında değişir.
Doğumdan hemen sonra, bebeğin ağzı emmeye ve burnu soluk alıp vermeyi engelleyen kan ve mukozayı temizlemek için bunları itmeye başlar Göbek bağı, anne ile bebek arasındaki daha önceki bu yaşam bağı, kesilir ve bebeğiniz daha doğum odasında iken herhangi bir ciddi problemi olup olmadığını kanıtlayan bir sınavdan geçer.
Normal Bir Bebek Neye Benzer?
Bebeğiniz sessiz ve sakin olabilir; ya da ellerini ve ayaklarını sallayarak ağlayabilir, cildi renksiz ya da alacalı renkte olabilir. Doğumdan hemen sonra bebeğin cildi nispeten mavimsi olacaktır. Bu renk bebeğin doğumdan önceki normal rengidir. Doğumdan 5 dakika ya da 10 dakika sonra bebeğin rengi pembeleşmeye başlar. Bazı bebeklerin cildi kırışıklıkların üst üste geldiği gevşek bir yapı sergiler. Kimisi de sanki şişman bir bebekmiş gibi görünmelerini sağlayan tombul bir yapıya sahip olarak doğar. Çoğu bebekler, doğum kanalından geçişlerini kolaylaştıran verniks adlı yağlı bir madde ile kaplıdırlar.
Bebeğiniz doğduğu anda kafasında hiç saçı olmayabileceği gibi, kafası tamimiyle saç dolu da olabilir. Doğumdan dört ya da beş ay sonra bu saçın çoğu dökülecektir, ince ve koyu renkli bir vücut tüyü tabakası (lanugo) bebeğinizin sırtını, omuzlarını ve hatta yüzünün bir kısmını kaplamış olabilir. Beyaz ırktan çoğu bebek koyu mavi bir göz rengi ile doğarlar. Siyah ırktan bebekler ise koyu kahverengi gözlerle doğarlar. Koyu cilt rengi karışımlı beyaz bebeklerde iris (gözün renkli tabakası) birkaç hafta sonra koyulaşmaya başlar. Kahverengi gözler genellikle ilk altı ay içinde belirginleşmeye başlar.
Bebeğinizin gözlerinin biraz şiş gibi olduğunu fark edebilirsiniz. Bu şişlik, yasalar gereği, doğum sonrasında bebeği doğum kanalı nedeniyle oluşabilecek muhtemel bir enfeksiyona karşı korumak amacıyla sürülen eritromisin ya da gümüş nitrat merheminden dolayı oluşmaktadır. Bu şişlik tamimiyle geçicidir ve endişelenecek hiçbir şey yoktur.
Kafa, gövdeye nazaran daha büyükçe görünür. Bebek, annenin ilk doğumu sonucu doğmuşsa, kafası çoğunlukla sivri uçlu ya da şişkindir; bu şekil, bebeğin kendisini doğum kanalının şekline uydurması neticesinde meydana gelir. Her ne kadar bozuk şekilli bir kafa anne ve baba için bir bozukluk işareti anlamına gelebilirse de, bebeğin kafatası kemikleri, annenin dar leğen kemiğinden incinmeden geçebilmesi için, birbirinin üzerine de geçebilen esnek bir yapı arz etmektedir. Bu şekillenme herhangi bir kafa ya da beyin zedelenmesine neden olmaz ve bebeğin kafası birkaç gün sonra normal şeklini alır. Yeni doğmuş bir bebeğin kafasının tepesinde, kemikler tamimiyle birbirine kenetlenene kadar, genellikle 9 aydan 18 aya kadarlık bir süre için bir yumuşaklık (bıngıldak) var olacaktır.
Bebeğiniz doğduktan 1 dakika sonra, görünen sağlığını değerlendirmek amacıyla Apgar testine tabi tutulacaktır. Bu test her 5 dakikada bir yapılır ve bebeği tanımlamaya yarayan bu bilgiler kayda geçirilir. Apgar testine göre düşük bir skor ortaya koyan bebekler yakından gözlem gerektirirler. (Bkz. Apgar Testi). Ayrıca doğumdan kısa bir süre sonra, iç kanama tehlikesini önlemek için, pıhtılaşmaya yardımcı bir madde olan K vitamini zerk edilir. Bebek iyi soluk alıp veriyorsa ve sağlıklı görünüyorsa, (ısı kaybını önlemek için) yumuşak bir battaniyeye sanlı olarak annesine verilecektir. Çoğu yeni anne hemşirelerin bebeklerini hemen kendilerine getirmesini isteme eğilimindedir. Annenin vücudunun henüz süt üretememesine karşın, memeler, kolostrum denilen (kazein ve çok miktarda albüminden oluşan), içinde bebek için yaşamsal önemi olan bağışıklık kazandırıcı maddeler olan bir sıvı içerir. Annenin bebeğe kendisinin bakmasının bebekle anne arasında bir yakınlık ya da bağ oluşmasında çok yararı vardır.
Anne baba ile çocuk arasında bağ konusunda çok şey yazılmıştır. Çok basit bir ifadeyle, anne baba ile çocuk arasındaki bağ, ebeveynler ile çocuk arasında duygusal bir bağın oluşmasıdır. Çocuğun doğduğu esnada bir nevi bağlanma zaten gerçekleşmiş durumdadır. Ebeveynler, özellikle doğumdan itibaren, çocuklarına duygusal bir bağla bağlanırlar. Bebek, anne ve babasının doğum odasında bebeklerini ilk ellerine aldıkları andan itibaren, yaşamı boyunca sürecek bir bağ oluşmasına neden olur.
Doğumdan bir ya da iki saat sonrasına kadar bebeğiniz muhtemelen uyanık, gözü açık ve sessiz olacaktır. Bu, bebeğinizi tanımanız için çok güzel bir fırsattır. Çoğu anne baba, bebeklerini saran sıkı kundak bezlerini açarak onu yakından incelemek ister. Çoğumuz bu aşamada bebeğin el ve ayak parmaklarını sayarak doğum olayını kanıksamaya başlarız. Bebekler işitme duyusu ile doğarlar; anne ve baba doğum odasında bebeklerinin bir ses duyduğunda nasıl sıçradığını görürler. Yeni doğmuş bebekler aynı zamanda görebilir ve kendilerinden 20-30 cm. uzaktaki nesnelere gözlerini odaklayabilirler de. Anne ve babalar bebeklerinin belli bir nesneye ya da birinin yüzüne nasıl dikkatle baktığını hayretle görürler.
Doğum zor bir olaydır ve yeni doğan bebeğin bu strese cevabı doğumdan sonra derin bir uykuya dalmak ve birkaç saat uyumak şeklinde olur. Bu genellikle bebeğin hastanenin bakım bölümüne alındığı esnada olur. Yeni doğan bebekler, daha sonra sıkıca kundaklanır ve beşiklere konur, ilk birkaç gün süresince yeni doğmuş bebeklerin çoğu nadiren tamamen uyanır. Kimi zaman bebeğiniz, çoğu insan tarafından bir bebeğin doğuşunun habercisi sayılan şekilde ani bir ağlama ile uyanabilir.
Anneleri, yeni doğan bebekleri genellikle 3-4 saatte bir biberon ya da emzirmek suretiyle beslemek isterler, (bazı anneler bu yüzden bebekleriyle aynı odada kalmayı isterler); fakat bebeğiniz doğumdan birkaç gün sonrasına kadar ne biberonla beslenmeye- ne de anne memesiyle emzirilmeye pek ilgi göstermeyecektir. Yeni doğan bir bebek genellikle doğduğu andaki ağırlığından, yüzde 6 ile 10 oranında daha az ağırlıkta hastaneden ayrılır. Genellikle üçüncü gün (yaklaşık olarak annenin memelerinin sütle dolduğu zamanla aynı anda), bebeğin de iştahı artış gösterir.