Arteriyosklerozun nedenleri bilinmediğinden, bu hastalığa özgü tedavi yöntemleri uygulamak olanaksızdır. Hastaların belli bir beslenme programı izlemeleri gene de önemlidir.
Arteriyoskleroz oluşumunu açıklayan kuramlar arasında en geçerli olanı hastalıkla yağlar arasında ilişki kuran yaklaşımdır. Bu yaklaşımı destekleyen birçok veri vardır: Aşırı yağlı besinler verilen deney hayvanlarında mutlaka arteriyoskleroz gelişmektedir. Değişik Çevrelerde yaşayan aynı ırktan bireyler, beslenme alışkanlıklarında yağ bakımından zengin besinler çoğunluktaysa genellikle arteriyoskleroza yakalanırlar. Şeker hastalığı ve hipotiroidizm (tiroit salgısı yetersizliği) gibi kanda yağ düzeyini yükselten hastalıklar arteriyosklerozu hazırlayıcı etki yapar. İncelenen bütün koşullar, yağların arteriyoskleroz oluşumunda önemli bir etkisi olduğunu gösterir. Ama bu etkinin bütün boyutları gene de açıklıkla bilinmemektedir.
İlk iki veriden çıkarılabilecek sonuç, besinlerle alınan yağların arteriyoskleroz oluşumunda belirleyici olduğudur. Araştırmacılar bu konuda dikkatlerini iki yağ bileşiğinde yoğunlaştırır: Yağ asitleri ve kolesterol.
Yağ Asitleri
Yağ asitleri, zincirlerinde 4-24 karbon atomu bulunan organik asitlerdir. Molekül yapılarında çift bağların varlığına göre doymuş ya da doymamış yağ asitleri olarak ikiye ayrılırlar. Doymamış yağ asitleri içerdikleri çift bağ sayısına göre tek çift bağlı ya da çok çift bağlı olabilir. Besinlerle alınan doymuş yağ asitlerinin kanda kolesterol artışına neden olduğu bilinir. Tek çift bağlı doymamış yağ asitleri kolesterol düzeyini Çok az etkilerler. Çok çift bağlı doymamış yağ asitleri ise kolesterol düzeyini düşürdükleri gibi lipoprotein ve trigliserit düzeylerim de aşağı çekerler.
Bazı Besinlerdeki Yağların Yağ Asidi İçeriklerini İnceleyelim
- Tüm süt ürünleri (tereyağı, peynir, kaymak) ve kara hayvanlarından elde edilen yağlar doymuş yağ asitleri bakımından çok zengin (yüzde 50-60); tek çift bağlı doymamış yağ asitleri bakımından oldukça zengin (yüzde 40-60); çok çift bağlı doymamış yağ asitleri bakımından ise fakirdir (yüzde 5-10).
- Yerfıstığı yağı, zeytinyağı ve yumurta şansı tek çift bağlı doymamış yağ asitleri bakımından özellikle zengin (yüzde 75-80), doymuş yağ asitleri ve çok çift bağlı doymamış yağ asitleri bakımından ise fakirdir (yüzde 5-20). Tek çift bağlı doymamış yağ asitlerinin en iyi bilinen örneği, oleik-palmik asit ve oleik asittir.
- Mısır, soya ve ayçiçek yağları ile balık yağlan çok çift bağlı doymamış yağ asitleri bakımından oldukça zengindir. Çok çift bağlı doymamış yağ asitleri linoleik asitte bol bulunurken, araşidonik asitte daha azdır. Bu yağlarda, çok çift bağlı doymamış yağ asitleri yüzde 50-70 oranında, tek çift bağlılar yüzde 20-30 düzeyinde ve doymuş yağ asitleri yüzde 5-15 oranındadır.
Arteriyosklerozlu kişiler üçüncü gruptaki yağlan içeren besinleri almalıdırlar. Birinci gruptaki yağlardan kesinlikle kaçınmalı, ikinci gruptakilerden ise çok az miktarlarda tüketmelidirler. Olağan bir beslenme düzeninde mısır yağının kan kolesterol düzeyinin düşmesinde etkili olduğu görülmüştür. Ama bu yağın doymuş yağ asitleri bakımından zengin olan besinlerden iki kat daha fazla doymuş yağ asidi içermesi, böyle bir rejimin arteriyosklerozlu hastalar için uygun olmadığını gösterir.
Doymamış yağ asitleri yüksek sıcaklıklarda (yani pişirmekle) önemli ölçüde değişime uğrarlar ve doymamışlık oranlan daha da artar. Bu nedenle yağları pişirmeden kullanmalı; pişmiş yağlar birkaç kez ısıtılmamalıdır. Pişirme sırasında sıcaklığın 170°C’yi geçmemesi önerilir. Çünkü bu sıcaklığın ötesinde doymamış yağ asidi molekülleri önemli değişimlere uğrarlar.
Kolesterol Ve Genel Olarak Yağlar
Beslenmede kolesterolün tehlikesini vurgulayan çelişkili veriler vardır. Kolesterol bakımından zengin besinlerin kan kolesterol düzeyini yükselttiği, kolesterol içermeyen besinlerin ise kan kolesterol düzeyini etkilemediği anlaşılmaktadır (çünkü karaciğer başta olmak üzere birçok dokuda kolesterol oluşumu sürer). Gerçek tehlike, yalnızca kolesterol ile onu taşıyan beta-lipoproteinlerin kandaki düzeyinin yüksek olması değil, bu yüksek düzeyin uzun süreli olmasıdır.
Kesinlikle yağ içeriği düşük besinler tüketilmeli ve yağlar çok çift bağlı doymamış yağ asitleri bakımından zengin olmalıdır. Bu nedenle koyun, kaz, Ördek ve domuz etleri, salam, sucuk, süt, peynir, dondurma, tatlı vb. besinler az tüketilmelidir.
Şeker Ve Proteinler
Arteriyosklerozluların beslenmesinde proteinlere az yer verilmesi gerektiğini bildiren araştırma sonuçlarına karşın proteinler genellikle çok tüketilir. Şeker de araştırmacıların dikkatini giderek daha çok çekmektedir. Araştırmalar, arteriyosklerozda yağ metabolizması bozukluklarının yanı sıra şeker metabolizmasında da fazla belirgin olmayan hafif bozukluklar görüldüğünü kanıtlamıştır. Şeker bakımından zengin besinler alanlarda kan yağ düzeyinin de arttığı gözlenir. Besinlerle alınan şekerlerin büyük bir bölümü vücutta yağlara dönüştürülür.
Arteriyoskleroz Tedavisi
Arteriyoskleroz tedavisine, hastalık klinik belirtiler vermeden önce başlamak gerekir. Tedavide beslenme alışkanlıkları yeniden düzenlenir; pıhtılaşma önleyici ve pıhtı çözücü (fibrinolitik) ilaçlar, ayrıca lipoprotein miktarını azaltarak kolesterol sentezini ve taşınmasını önleyen ilaçlar kullanılır.
Arteriyosklerozda cerrahi tedavi de uygulanabilir. Koroner damar ya da büyük atardamarların arteriyoskleroz sonucunda tıkandığı olgularda cerrahi girişime başvurulabilir. Günümüzde koroner baypas ameliyatı ya da tıkanan damarın vücuttan alınan bir başka damar parçasıyla değiştirilmesi gibi uygulamalar yapılmaktadır.
Yorum Yap
Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Giriş Yap
Yorumunuzun kontrolden geçtikten sonra yayınlanacaktır.