Mantarın dünyanın birçok ülkesinde üreyebilen latince fungi olarak adlandırılan besin gruplarından sebze grubuna dahil edilen oldukça faydalı bir besin olduğunu belirten Uzman Diyetisyen Şefika Aydın Selçuk, "Özellikle son dönemlerde sofralarda sıklıkla karşımıza çıkan mantar hakkında vücuda sağladığı yararlar hakkında bilinmesi gerekenleri sıralamak gerekirse; D vitamini içeriği olan çok az doğal besinden bir tanesidir. Son yıllarda kanser ve obezite gibi birçok önemli hastalık tabloları ile ilişkilendirilen D Vitamini doğal olarak çok az besinde yer almaktadır. 300g mantar günlük D vitaminin yüzde 20'sini karşılamaktadır" dedi.
Kalorisi Çok Düşük
Kalorisinin çok düşük olan, farklı yemeklerde de kullanılabilen mantar formuna dikkat etmesi gerekenler için ideal besin olduğunun altını çizen Uzman Diyetisyen Şefika Aydın Selçuk, "100g da yaklaşık 15-20 kalori olan mantarın yüzde 85-90 ı sudur. 0 kolesterol içeren mantarda karbonhidrat ve protein içeriği daha yüksektir. Doymuş yağ yoktur. Mantar çorba, sebze yemeği, börek, omlet, garnitür ve salatalarda sıklıkla kullanılabilir. Mümkün olduğunca kısa süreli pişirmek hafif sert bırakmak ve suyunu kaybetmemesini sağlayarak pişirmek en doğru pişirme yöntemidir. Alışveriş listelerinde sıklıkla yer almalıdır" dedi.
Mantarın sebzeler arasında besin değeri ve kalitesi oldukça yüksek değere sahip olduğunu anlatan Uzman Diyetisyen Şefika Aydın Selçuk, daha sonra şunları kaydetti; "Sadece hayvansal gıdalarda bulunan B12 vitamini dışında mantar türlerinde de B12 vardır ve biyoyararlılığı ( vücut için kullanılabilirlik ) daha yüksektir. Özellikle reishi, shitake ve maitake gibi bazı mantar türevleri biyoyararlılığı yüksek mantar türevleri olarak bazı çalışmalarda izlenmiştir. Mantarlar kanserden koruyan ve bağışıklığı kuvvetlendiren antioksidan olarak da kabul edilen selenyum mineralince zengin içeriğe sahiptir.
Mantarlar sülfür içeren aminoasit olan ergothionoein içerir ve bu amino asit vücut hücrelerinde antioksidan rol oynamaktadır.
Tiamin, Riboflavin, Niasin, Biotin, Vitamin C, Fosfor, Potasyum ve Bakırdan zengin olup vitamin ve mineral içeriği açısından çok zengindir. Bu fitobesin içeriği mantarı; kalp sağlığını korumada, bazı kanser türlerinde ve kanser tedavisi sırasında bağışıklık sistemini kuvvetlendirmede etkin rol oynamasını sağlamaktadır.
İçeriğinde bulunan CLA ( Konjuge Linoleik Asit ) sayesinde yağ dokusu kaybını artırarak yağ dışı hücrelerin artmasında faydaları vardır. Dolayısı ile formunu korumak ve yağsız kas dokusunu artırmak için fayda sağlayan besinler arasındadır. Meme ve prostat kanserinde içerdiği CLA sayesinde yararlı etki sağladığı görülmüştür.
Biyoaktif içerikleri yüksek olan bazı mantar türevleri medikal ilaç üretiminde tedavi amaçlı, antioksidan, antihipertansif, kolesterol düşürücü, antiviral, antibakteriyel ve antiparazitik etkileri nedeni ile kullanılmaktadır. Bazı kanser çalışmalarında beyaz mantar türlerinin karaciğer detoksifikasyonuna pozitif etki sağladığı görülmüştür.
Kafa Karıştıran Soru Zehirlenme
Mantar zehirlenmesi, doğal alanlarda yetişen ve yapısında zehirli madde bulunan şapkalı mantarların taze, kurutulmuş veya konserve olarak çiğ veya pişirilerek yenmesi sonucunda gelişen ve ölümle de sonuçlanabilen ciddi bir zehirlenmedir. Mümkün oldukça kültür mantarı ve istiridye mantarı türevleri tercih edilebilir. Kusma, bulantı, ateş gibi durumlar mantar yeme sonrası yaşanıyorsa muhakkak doktora danışılmalıdır. Taze, açık beyaz renkte, soyulmamış, yumuşamamış ve iri mantarlar seçilmelidir. Buzdolabında en fazla 1 hafta muhafaza edilmelidir, derin dondurucuda vitamin ve mineral içeriği yok denecek kadar aza ineceği için genellikle taze tüketilmesi gerekmektedir.
Tüketilmesi sakıncalı durumu özellikle içeriğindeki pürin aminoasidi nedeni ile böbrek hastalarında sakıncalı durumlar yaratmaktadır. Böbrek için sakıncalı olan ürik asit yapımını hızlandırmaktadır. Özellikle böbrek taşı varlığında, gut hastalığı ve birçok böbrek yetmezliklerinde kontrollü tüketilmesi gerekmektedir.
Mantar et grubu yerine sayılabilen bir besin değildir, içerdiği nutrientler oldukça faydalı olsa bile et/tavuk/ balık/yumurta gibi hayvansal protein içeriği düşüktür. Et yerine birebir değişim yapılarak tercih edilmesi farklı yetersizlikleri oluşturmaktadır."