Meme Kanseri Nedir, Ne Değildir?

Yeni gelişmeler ile meme kanserinde kadınlar memesini kaybetmeden, hatta eskisinden daha güzel estetik görünümle bu hastalığı atlatmak mümkün.

Meme kanseri artık kabus değil... Yeni gelişmeler ile meme kanserinde kadınlar memesini kaybetmeden, hatta eskisinden daha güzel estetik görünümle bu hastalığı atlatmak mümkün.

Son yıllarda yapılan araştırmalar göstermiştir ki, meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser türüdür. Son 10 yıl içinde birçok yeni görüş meme kanserinin tanı ve tedavisine odaklanmıştır. Meme kanserinin özellikle batı ülkelerindeki hızlı artışı korkutucu boyutlara ulaşınca, birçok ülkede “ulusal kampanyalar” ve tarama programları başlatıldı.

Erken Tanı Önemli

Amerika'da doğacak her 8 kız çocuğundan birinde yaşamının bir döneminde meme kanseri görülecektir tezi, günümüzdeki araştırmalar ile ispatlanmaktadır. Ancak bugün kesin olan bilgi, her 9 kadından biri yaşamının bir döneminde meme kanseri olacaktır. Bu korkutucu gerçeğe karşın sevindirici olan meme kanserinden ölümlerin çok düşük oranda olmasıdır. Özellikle erken tanı konan hastalarda meme kanseri artık öldürücü bir hastalık değildir. Bu nedenle batı ülkelerinde erken tanıya yönelik mamografi taramaları ve kadınların bilinçlendirilmesi çalışmaları büyük önem kazanmaktadır.

Meme kanseri özellikle ileri yaş (40 yaş sonrası) hastalığı kabul edilmesine karşın her yaşta görülebilir. Çok nadiren erkeklerde de (%1) görülür. Hastalık erken evrede yakalandığı takdirde kadın hiçbir zarar görmeden, memesi alınmadan, radyoterapi (şua tedavisi ) görmeden hatta kemoterapi (ilaç tedavisi) görmeden bu hastalığı atlatabilir. Özetle denilebilir ki, erken tanı konmuş meme kanserinde modern tedavi olanakları ile tamamen iyileşme olanağı vardır. Bu nedenle kadınların bu hastalığa karşı bilinçlenmesi, yıllık muayene ve mamografi takiplerini yaptırması çok önemlidir.

Günümüzde meme hastalıkları çok hızlı ve basit tetkiklerle araştırılabilir. Meme hastalıklarının tanısı için sıklıkla mamografi ve ultrason kullanılır. Bir genel cerrahi uzmanı tarafından muayene edilen kadında yılda bir kez yapılacak tetkikler ile var olan bir meme hastalığını saptamak mümkündür.

Meme Kanseri Nasıl Gelişir?

Meme kanseri, lobülleri ya da süt kanallarını oluşturan hücrelerin kontrolsuz çoğalması ile gelişir. Süt kanallarından kaynaklanan kansere duktal karsinom, lobüllerden kaynaklanan tipe ise lobüler karsinom denir. Memenin sıcak, kırmızı ve büyük olduğu kanser türüne ise inflamatuar kanser denir. Inflamatuar kanser daha seyrek görülür. Memenin lenf damarlarında tıkanıklığa neden olduğundan meme büyük ve ödemlidir, portakal kabuğuna benzer bir görünüm alabilir. İnflamatuar kanser hızlı yayılır. Meme kanseri nadiren erkeklerde de görülebilir.

Meme Kanseri Kalıtsal Mıdır?

Kalıtsal meme kanseri görülen tüm meme kanserlerinin %5-10’unu teşkil eder. Hücrelerimizdeki genler anne ve babamızdan aldığımız kalıtsal genetik bilgiyi taşırlar. Meme kanserinde bazı genlerin hasarlı olduğu tespit edilmiştir. Bu hasarlı genleri taşıyan meme kanseri hastalarının akrabalarında, meme kanseri ve yumurtalık kanseri gelişme riski daha fazladır. Bazı etnik gruplar için belirlenmiş, meme kanserine yol açtığı tespit edilen meme kanseri genleri bilinmektedir.

Meme Kanserine Yakalanma Riskini Artıran ve Azaltan Durumlar Nelerdir?

Meme Kanserini Erken Evrede Yakalamak İçin Neler Yapılabilir?

20 yaşın üstünde bayanların, tercihen banyoda sabunlu iken, memelerini ve koltuk altı bölgelerini kendilerinin elle her ay muayene edip, ayrıca ayna karşısında da iki memede daha önceden olmayan bir görüntü var mı diye kontrol etmeleri gereklidir. Kendi kendine meme muayenesinin nasıl yapılacağı ayrıntılı olarak ilgili hekimlerden öğrenilebilir. 20 yaş ile 40 yaş arasındaki kadınlara her 3 yılda bir, 40 yaş ve üstündekilere ise her yıl bir doktor tarafindan meme muayenesi yapılmalıdır. 50 yaş sonrasında her kadın her yıl bir mammografi çektirmelidir. Ailesinde meme kanseri öyküsü olup, meme kanseri gelişmesi için riskli grupta olan kadinların ise 40 yaşından sonra yıllık mamografi çektirmeleri önerilmektedir. Böylelikle henüz hastada hiç bir şikayete yol açmadan çok erken evrelerde meme kanserini yakalama olasılığı artar. Unutulmamalıdır ki, erken evre meme kanseri tedavi ile iyileştirilebilir bir hastalıktır.

Meme Kanserinin Belirtileri Neler Olabilir?

Meme kanseri öncelikle lenf damarları ile koltuk altındaki lenf bezlerine sıçrar. İleri evrelerde kanserin meme dışında başka organlara sıçramasına metastaz yapma denir. Meme kanseri en çok kemik, akciğer ve karaciğere metastaz yapar. Metastatik hastalığı olanlarda hastalığın sıçradığı organa göre şikayetler ortaya çıkar. Örneğin kemiğe sıçramışsa, kemik ağrısı, kemik kırıkları meydana gelebilir. Beyine sıçramışsa felç, görme bozukluğu, baş ağrısı, baş dönmesi gibi şikayetler gelişebilir.

Teşhis Nasıl Konur?

Yukarda sayılan belirti veya şikayetleri olan hastaların mutlaka bir doktora başvurmaları gereklidir. Doktor muayenesini yaptıktan sonra memede kitle veya herhangi bir şüpheli durum fark ederse ultrason ile muayene ve meme filmi çekmek gerekebilir.

Memede kitle veya kuşkulu bir görünüm saptandığında doktorunuz bir iğne ile girerek bu kitleden örnek almak ister. Bu işleme biyopsi denir, bazen bir iğne ile bir parça meme dokusunu enjektör içine çekerek bazen de özel bir iğne ile memedeki kitleden küçük bir parça koparılarak yapılabilir. Her iki işlem için de genel anesteziye ihtiyaç yoktur.

Genellikle açık biyopsiye gerek kalmaz. Ancak kitlenin aynı zamanda tedavisi gerekirse o zaman kitle iz kalmayacak şekilde çıkarılmalıdır

Eğer Biyopsi Sonucu Meme Kanseri Saptanırsa Tedavi Planı Nasıl Belirlenir?

Meme kanserinin tedavisi ve iyileşme şansı hastalığın ne kadar ilerlemiş olduğu yani evresi ile yakından ilgilidir. Meme kanseri biyopsi ile teşhis edildikten sonra hastaların çoğunda ameliyatla kanserin çıkarılması gerekir. Bu ameliyatla aynı zamanda kanserin olduğu taraftaki koltuk altı bezleri de çıkarılır. Ameliyatla alınan tümör ve lenf bezleri mikroskop altında incelenerek bir rapor yazılır. Bu işi yapan tıbbi bölüm patoloji bölümüdür ve yazdıkları rapora patoloji raporu denir. Alınan kanserli dokuda östrojen ve progesteron reseptörlerini tayin etmek gereklidir, çünkü bu test hastanın hormon tedavisinden faydalanıp faydalanamayacağını gösterir. Patoloji raporunda yazılan tümöre ait özellikler (tümörün boyutu, kanser hücrelerinin görünümü, lenf bezlerinin kanser hücreleri tarafından tutulup tutulmadığı, östrojen ve progesteron reseptörlerinin varlığı gibi pek çok önemli özellik) tedavi planını belirlemede yol göstericidir. Bu özellikler aynı zamanda hastalığın evresini belirler. Medikal onkologlar, genel cerrah ve radyasyon onkologları tarafından oluşturulan bir kurul hastanın patoloji raporundaki özelliklerini, yaşını, menopoza girip girmediğini ve genel durumunu göz önüne alarak ameliyat sonrasında ek tedaviye gerek olup olmadığına, olacaksa hangi tedavinin verilmesi gerektiğine karar verir.

Hastalığın Evreleri

Erken evrelerde tümörün boyutu küçüktür, hatta bazen koltuk altı lenf bezlerine dahi yayılmamış olabilir. Evre arttıkça tümörün boyutu , sıçradığı lenf bezi sayısı ve bölgesi artar. Boyun ve göğüs kemiğinin yanındaki lenf bezlerine de sıçrayabilir. İleri evrelerde ise meme dışındaki organlara da yayılabilir. En çok kemik, karaciğer, akciğer ve beyne yayılabilir

Nüks Hastalık: Hastalığın tedaviden sonra memede veya başka organlarda geri gelmesidir.

Meme Kanserinde Tedavi Seçenekleri Nelerdir?

Önemli Uyarılar