Bebeklikten başlayıp yetişkinliğe kadar; emeklerken, yürürken, koşarken, yük taşırken, işinizde masa başı çalışırken, evinizi temizlerken omurganızın açısını bozmuş olabilirsiniz. Açısı bozulan omurganın, bir ayağınızı diğerinden kısaltabileceğini, fiziksel dengenizi bozabileceğini ayrıca migren, reflü gibi hastalıkların temelini oluşturabileceğini biliyor muydunuz? Ancak Endişelenmeyin! Fizyolojik kısalmalar anatomik olmadığı için düzeltilebiliyor.
Manuel Fizyoterapist H. Oğuzhan Söylemez; insan bedenini bir masanın ayaklarına benzetiyor ve şöyle diyor; Bir masanın dört ayağı eşit uzunlukta olmazsa dengesi bozulur ve sallanır. Bir binanın yük dağılımı iyi yapılmazsa en ufak depremde yıkılır. İnsan bedeni de yük dengesi bozulduğunda, özellikle eklemlerde (diz, ayak ve kalça) zaman içindeki aşınma; omurgada fıtık ve kireçlenme yapabilmektedir. Kemik erimesi, bünyenin savunma gücünün azalması ve aşırı kilo bu durumu hızlandırmaktadır. Normal fiziksel gelişimimizde bir sorun yoksa hepimizin iki ayağı da eşit olması gerekir. Söylemez; Her iki ayağın eşit olmadığı durumda panik yapmadan ve korkmadan bu sorunun cerrahi müdahale olmadan da çözülebileceğini belirtiyor.
Manuel Fizyoterapist H. Oğuzhan Söylemez; vücudumuzun mükemmel bir denge üzerine kurulduğunu, fiziksel dengenin en az biyolojik denge kadar (sürekli vurgulanan doğru beslenme) önemli olduğunu belirtiyor. Fiziksel dengesizliğin boyun omurlarını etkilediği gibi oradan da el bileğine kadar uzanabildiğini vurguluyor. Migren ağrılarının, el bileği sinir sıkışmalarının, diz ağrılarının, fıtıkların sebebinin omurga açısı bozukluklarından kaynaklandığının altını çiziyor.
Hareket Etmek Çok Önemli
Manuel Fizyoterapist H. Oğuzhan Söylemez; hareket sisteminde fiziksel dengesizlik olduğunda bedenin biyokimyasal sistemini de bozabildiğine dikkat çekerek, zamanla reflü, kabız, insülin dengesizliği, sinirlilik, uykusuzluk ve kulunç sorunları yaratabildiğini belirtiyor. Omurga kaynaklı rahatsızlıklardan boyun düzleşmesi ve bel fıtığının da ayak kısalığından kaynaklanabildiğinin altını çiziyor. Sebep olan faktörler bilinmeden yapılan tedavinin başarısız olacağını vurguluyor. Bu tür problemlerin çözümü için bitkilerin, ilaçların yetersiz kaldığına, sağlıklı omurgalarla yapılan düzenli hareket ve sporun önemli olduğuna değiniyor.
Dünyanın birçok ülkesinde, düzenli diş, göz v.b. kontrolü gibi omurga kontrolünün de yapıldığını, hareket sistemi için bunun çok önemli olduğunu vurgulayan Söylemez; ailelerin hem kendilerini hem de çocuklarını 6 ayda bir kayropraktik uzmanı manuel fizyoterapiste göstermelerini tavsiye ediyor.