Gastrik bypassın başarısız olduğu durumlar, bariatrik cerrahi konuları içinde çok popüler bir konu olmayabilir. Ama tüm dünyada obezite oranları ve bariatrik ameliyat sayıları arttıkça, giderek daha çok karşılaşacağımız bir problemdir. Gastrik bypass ameliyatı geçiren hastaların 1 yıl içinde fazla kilolarının % 70'ini verdiği pek çok makalede belirtilmektedir. Peki 10 yıllık takip sonuçları söz konusu olduğunda durum nasıldır? Bu konuda çok daha az sayıda yayın mevcuttur. Ancak bazı yayınlara göre % 30-50 arasında kilo geri alımından bahsedilmektedir. Bu, uzun vadede pek çok hastanın yetersiz kilo kaybı veya kilo geri alımı nedeniyle başka prosedürlere ihtiyaç duyacağı anlamına gelir.
Hasta Mı Bypassla Başarısız Oluyor, Bypass Mı hastada Başarısız Oluyor?
Büyük ihtimalle bu sorunun tek bir doğru yanıtı yok ve büyük ihtimalle yanıtların ikisi de doğru.. Dolayısıyla, eğer bypassa hastaların aşırı kilolarının çoğunu verdirttiği için büyük bir kredi veriyorsak, hastalar tekrar kilo aldığında da, bunun sorgulamasını yapmalıyız. Ameliyat sonrası kilo alan bir çok hasta, başlangıçtaki açlık hissinin geri döndüğünden yakınmaktadır. İşin ilginci bu hastaların çoğunda kısıtlayıcı etki eskiye yakın oranlarda devam etmektedir. Hastalar sıklıkla yemekten 1-2 saat sonra acıkmaktan bahsetmektedir. Ameliyattan sonra hastaya yeme kontrolü sağlayan bu mekanizmanın ömür boyu devam etmeyeceğini hissetmek birçok hastayı aşırı şekilde rahatsız etmektedir. Bu problemin nasıl geliştiğini anlamak için gastrik bypassın metabolik etki mekanizmasını incelemek gerekir. Bu konuda da, bir sabitleme noktasından (set point) bahsetmemiz gerekir.
Kilo Kaybından Sonra Metabolizmaya Ne Olur?
Peki, gastrik bypass hastalarında farklı bir durum var mıdır? Birçok teori, vücudun belli bir sabit ayarı olduğundan, diyet, egzersiz vs. girişimlerle kilo kaybından sonra bu noktaya dönmeye çalıştığından söz eder. Burada asıl soru, gastrik bypassın bu ayar noktasını gerçekten değiştirip değiştirmediğidir. Bir kısım hastada, gastrik bypassla metabolizmaya yapılan etkinin bu ayar noktasını değiştirdiğini düşündüren başarılı sonuçlar alınırken, bir kısmı da başladıkları noktaya ısrarla dönmektedir. Anatomik değişikliklerin metabolik ayar noktasını değiştirip değiştiremediği halen cevaplanamamış bir sorudur. Ama söylenebilecek olan herhalde, anatominin tek başına bu değişimi gerçekleştirmediğidir.
Columbia Üniversitesi'nden Dr.Rudolph Leibel, "Herkesin vücudunun kendini iyi hissettiği bir kilosu vardır. Vücut bu düzeyin altına kilo kaybını kriz olarak algılar ve depolanan enerjiyi korumak için metabolik hızı düşürür." demektedir. Gerçekte de, daha az yediğinizde vücudunuz enerjiyi daha etkili kullanır hale gelir ve bazal metabolizma hızınız düşer. Bu da kilo vermenize engel olur. Toplam vücut ağırlığının % 10'unu kaybetmek için sürekli olarak % 25 daha az kalori tüketmeniz gerekir. Pek çok araştırmacı, gastrik bypassın daha düşük bir ayar noktasına yol açtığına inanır. Diğerleri ise gastrik bypassın etkilerinin birden çok mekanizmaya bağlı olduğunu ileri sürer. Kalori alımında radikal kısıtlanma, dengeleyici mekanizmaları aktifler. Ayrıca, sindirim enzimlerinin gıdayla temasının geciktirilmesi sindirim yükünü arttırır. Bu da, daha fazla gıdanın kullanılabilir enerjiye dönüştürülmesi gerektiği anlamına gelir.