İlk insansılardan itibaren diş çürüğünün tarih sahnesinde olduğu kabul edilir. Bu durum hem beslenme tipi hem de yenilen besinlerin sert olmasından dolayı çiğneme işleminin dişlerde meydana getirdiği mekanik aşınmanın fazla olmasıyla açıklanabilir. (1)
Tarihi istatistiklere baktığımızda şekerin dişleri çürüttüğü yönünde geçmişten bugüne gelen söylentilerin artık gerçek olduğunu görebiliyoruz.
Diş çürüğü bakterilerin dişin mine tabakasını aşılandırarak zedelenmesi sonucu oluşur. Şekerli bir şey yediğinizde dişin ağrıma yapması da bu nedenledir. Yani şekerli bir şey yediğinizde bakteriler bunu ağız ortamında aside çevirir. Aside çevirme süresi ise 20 saniye alır. Etkisi ise 30 dakika kadar devam eder. (2)
Diş çürüğü, bakterilerin ürettiği asitler sebebiyle dişlerin tahrip olmasıdır. Dişlerimizde bulunan bakteriler yediğimiz şekeri tüketir ve ardından asit oluşturur. Bu asit dişlerde çürümeye sebep olur. Diş çürüğü, bir anlamda bakterilerin ürettiği asitler nedeniyle dişlerin bozulmaya uğramasıdır. (3)
Deneysel çalışmalardan elde edilen kanıtlar, serbest şeker alım sıklığı ve miktarının diş çürüğü ile alakalı olduğunu göstermektedir. (4) Şekerle en fazla muhatap olan çocukların küçük yaştan itibaren diş fırçalama alışkanlığı kazandırılması bu sebeple çok önemlidir. Böylelikle diş çürümesinin önüne geçmiş olunur. Diş çürüğünün önlenmesinde, serbest şeker alımının kontrolü önemli bir faktördür. Çocuklar kadar yetişkinlerde özellikle şekerli ve karbonhidratlı beslenmelerden sonra dişlerini sık ve uzun fırçalamalıdır. Ayrıca asit salgılayan ve bakteriye neden olan yiyeceklerden mümkün olundukça uzak kalınmalıdır. Genellikle karbonhidratlar da dişlere zarar verebilecek düzeyde şekere sahip olurlar ve diş yüzeyine yapışırlar. (5) Karbonhidrat (özellikle sakkaroz) alınmasından birkaç saniye sonra dişin etrafındaki ortamın pH sı 7 den 5,5 a düşer. Bu pH diş minesinin tahribi için yeterlidir. (6)
Beslenme araştırması sonuçları, günde iki kez dişlerini fluorlu diş macunu ile fırçalayan çocuklarda diş çürükleri ile şekerli yiyecek ve içecek tüketimi arasında bir ilişki olmadığını göstermektedir.
Diş çürükleri dediğimizde ilk aklımıza gelen şeker olsa da, kraker ve cips gibi ürünlerin de dişlerimiz tehlikeli ve kötü olduğunu hatırımızdan çıkarmamalıyız.
DT. İLKAY GÖKGÜL TUNÇ
Marmara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinden mezun olan Dt. İlkay Gökgül Tunç tam zamanlı olarak mesleğini sürdürürken özel ilgi alanları sanat, müzik ve tüm medeniyetlerin paylaştığı fikirleri keşfetmeyi içerir.
(1) - Ilgın Cansu Kamay '' Diş çürüğü ve anındaki öyküsü '' Ankara Üniversitesi Adli Bilimler Enstitüsü, s.17-28, s. 21.
(2) - Ulusal Gıda ve Beslenme Stratejisi Çalışma Grubu Raporu. Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı İktisadi Sektörler ve Koordinasyon Genel Müdürlüğü, 2001, Ankara.
(3) - P. R. Hotz “Diş Çürüğünün Önlenmesi”, Operatif Diş Hekimliğinde Gelişmeler Cilt:2, N. H. F. Wilson, J. F. Roulet, M. Fuzzi (Eds.) , (Ş. Türkün ve M. Türkün, Çev.) İstanbul: Quintessence Yayıncılık, 2006, 19-27.
(4) - Kadriye Peker, Gülçin Bermek, Diş Çürüklerinin Etyolojisinde Ve Önlenmesinde Fermente Olabilen Karbonhidratların Önemi, İstanbul Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Dergisi Cilt: 42, Sayı: 3-4 Sayfa: 1-9, 2008, s.1.
(5) - G. Saydam Karbonhidratlar diş çürüğü ilişkisi ve sağlık eğitiminde beslenme bilgisi, TDBD 1998; 44: 26-334.
(6) - Vahide Özbayer, Diş Çürükleri ve Beslenme, Beslenme ve Diyet Dergisi, , 1 (1): 48-52, 1971, s. 50.
Yorum Yap
Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Giriş Yap
Yorumunuzun kontrolden geçtikten sonra yayınlanacaktır.