“Peygamber tıbbı” manasına gelen “Tıbb-ı Nebevî”, Hz. Muhammed’in insan sağlığı hakkında ortaya koyduğu uygulama ve tavsiyelere karşılık gelmektedir. Hz. Muhammed’in sağlık ile ilgili olarak yapmış olduğu tavsiyeler daha sonra oluşturulan büyük hadis külliyatlarında ya da bağımsız olarak yazılan sayısız ‘et-Tıbbu’n-Nebevî” kitaplarında yer almış böylelikle asırlar boyunca pek çok Müslüman hekime ve hastaya şifa ve rehber olmuştur.
Hz. Muhammed’in tıbba dair hadisleri, doktor gözü ile ele alınırsa, bir bölümünün genel tıp konularına, fakat pek çoğunun koruyucu hekimliğe, bir kısmının da tedavi edici hekimliğe ait ilaç tariflerini içerdiği görülmektedir.
Koruyucu hekimlik Hz. Muhammed’in en önem verdiği husustur. Bugün gelişmiş ülkelerde koruyucu hekimliğe çok büyük bir önem verilmesi hastalanıp da ilaç kullanmak yerine hastalanmamayı sağlamak adına yatırımların ve planlamaların yapıldığı görülmektedir.
Kur’an ve hadislerde özellikle pis olan şeylerin yenilmemesi temiz olan şeylerin yenilmesinin emredilmesi koruyucu hekimliğin insanların yiyecek ve içeceklerinden başlatıldığını göstermektedir.
Hz. Muhammed’in hadislerinin büyük bir kısmında “Şunu yiyen hastalıklardan korunur” şeklinde bir yaklaşım göze çarpmaktadır. Bu da Sevgili Efendimizin koruyucu hekimliğe verdiği önemi göstermektedir.
Birçok Hastalığın Gerçek Sebebi Çok Yemedir
Hz. Muhammed, koruyucu hekimlik ile ilgili hadislerinde; sünnet olunması, tırnakların kesilmesi, bal ve sarımsak yenilmesi, sirke kullanılması, kan aldırılması, hurma ve çörek otu yenilmesi, acıkmadan yemek yenilmemesi, güneşte fazla kalınmaması, doymadan sofradan kalkılması, uykusuz kalınmaması, dişlerin fırçalanması ve oruç tutulması gibi konulara değinmiştir. “Birçok hastalığın gerçek sebebi çok yemedir.” (1) sözü bugün dünyadaki en önemli sağlık sorunlarından olan Obeziteye karşı bizlere bir uyarıdır.
'Zeytinyağı'nı yiyiniz ve sürününüz. Çünkü o, mübarek (bereketli) bir ağacın ürünüdür." (2) hadisi de koruyucu hekimlik ile ilgilidir.
Hz. Muhammed’in tavsiyelerinin çoğu hep hastalanmaktan korunmayı amaçladığı görülmektedir. O halde Tıbb-ı Nebevî’nin esası hastalıklardan korunmaktır. Tıbb-ı Nebevî’nin felsefesi koruyucu hekimliktir. Alkol gibi vücuda zarar veren ve uyuşturan şeylerin haram sayılması kan, domuz eti ve leşin haram kılınması abdest gusül mecburiyeti hep sağlıklı kalmaya işaret etmektedir. O halde hedef koruyucu hekimlik olmalıdır. Ancak elbette hastalıklarda bir gerçektir. Bu sebeple Hz. Muhammed’in hastalığa yakalananların neler yapması gerektiği ile ilgili de pek çok hadis rivayet edilmiştir.
Şafak Tunç
(1) - C. Sağır, 1/36
(2) - Tirmizi, C. 2. no:1851