Prozac ve Seroxat gibi dünya çapında milyonlarca kişinin kullandığı anti-depresanlar üzerinde yapılan araştırmalar, bu ilaçların aslında işe yaramadığını ortaya koydu. Araştırmada, Amerika Birleşik Devletleri ndeki bilgi edinme yasası uyarınca ilaç şirketlerinin bu ilaçlar üzerinde yaptığı, ancak yayınlamadığı klinik deneylerin sonuçları elde edildi. Bu şekilde değerlendirilen 47 klinik deneyden çıkan veriler ışığında da anti-depresanların, hiçbir etkisi olmayan haplardan (placebo) çok farklı olmadığı belirlendi. Çalışma sonucu, anti-depresanların sadece majör depresyon hastalarında sınırlı düzeyde etkin oldukları saptandı.
Farklı ülkelerin biliminsanlarından oluşan araştırma ekibinin başkanı Prof. Kirsch anti-depresan veya placebo alan hastalar arasındaki gelişme farkının çok olmadığını ifade etti. Bu nedenle hastaların iyileşmesinde antidepresan ilaçların etkinlikleri hala soru işaretleri taşıyor. Hastalığın beyin serotonin düzeylerindeki azalmaya bağlı olduğu tezinden hareketle geliştirilen bu ilaçlar, aslında çok daha karmaşık nedenleri olan depresyon tedavisinde uzun zamandır kullanılıyor. Depresyon ve benzeri hastalıkların gelişmiş toplumlarda hızla artması, yakın zamanda bu tür hastalıklara tıpkı diyabet, yüksek tansiyon gibi bir tür metebolik hastalık gözü ile bakılmasına neden oldu. 2001 ve 2002 yılında yapılan analizler de benzer sonuçlara ulaşmıştı. Depresyonun nedenlerini araştıran yeni yaklaşımlar, beyinde ortaya çıkan serotonin eksikliğinin bir sebep değil sonuç olduğunu iddia ediyorlar.
Araştırmanın eski klinik veriler üzerinden yapıldığına dikkat çeken ilaç şirketleriyse yeni kanıtların tam tersi yönde olduğunu savunuyor. Seroxat ın üreticisi GlaxoSmithKline dan bir sözcü çalışmada mevcut araştırmaların küçük bir kısmına bakıldığını savundu. Prozac'ın üreticisi Eli Lilly de kapsamlı tıbbi araştırmaların Prozac'ın etkin bir anti-depresan olduğunu gösterdiğini ifade etti.