Yolda trafiğe, işyerinde patrona, evde karıya veya kocaya, kafede sevgiliye, akşamları çocuğa sinirlenir dururuz sürekli... Derken elektrikler kesilir, maç varken lüzumsuz bir şeyle uğraşmak zorunda kalırsınız, sevdiğiniz dizinin en heyecanlı bölümünü kaçırırsınız, benzine yine zam gelir... Yani gün içinde sizi sinirlendirecek bir şey mutlaka olur. Ama "kriz yönetimi" tabiri gibi, bir de "sinir yönetimi" tabiri var tıp dünyasında... Yani sinirleri kontrol edip bu işten en az hasarla kurtulmanın yöntemleri... Peki bunun için ne yapmalı?
Amerika'nın 1801 yılındaki Başkanı Thomas Jefferson un bu konudaki tavsiyesi şöyle: "Kızgınsan konuşmadan önce 10, çok kızgınsan 100 e kadar say."
Saymak sinir yönetimidir. Sayarken zaman geçiyor, konuya dikkatimiz etkileniyor ve sakinleşme sürecine geçiyoruz. En azından o andaki gibi değiliz artık. Sinirlilik anında ortaya çıkan enerji, zaten gergin olan durumu daha da kötüye götürüyor ve saldırgan davranış ve sözlere neden oluyor. Ama örneğin 10 a kadar saydığınız zaman hem zaman geçiyor hem de sizi sinirlendiren olaydan uzaklaşmanızı sağlıyor. Böyle bir durumda derin nefes almak da sinirliliği azaltıyor. Bilerek yavaş ama derin bir nefes almak, hem yatıştırıcı etki yapıyor hem de dikkatimizi nefes sonrası ana odaklıyor. Dolayısıyla ilk başta anormal sinirleneceğimiz duruma artık o kadar sinirlenmiyoruz.
Sinirlenmenin insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini artık herkes biliyor. Bu durumda uzmanlar olaya "reaksiyon göstermenizi değil" ama "cevap vermenizi" öneriyor. Bunu yapmak için de üç noktaya dikkat etmek gerekiyor:
Bu sayede karşınızdaki kişinin yerine kendinizi koyup onun gözleri ile olaya bakabilirsiniz. Böylece anlaşmazlığın kaynağını daha iyi anlarsınız. Cevabınız da o oranda yumuşak olur. Kendine güvenerek cevap vermek, sinirlendiğiniz anda ortaya çıkan saldırgan tutumunuzdan tamamen değişiktir, duygularınızı doğrudan, dürüst ve doğru kelimeleri seçerek ifade edersiniz. Bu tutum, anlayış ve karşınızdaki kişi ile ortak bir nokta bulmanıza yardımcı olur.
Önce neye sinirlendiğinizi, karşınızdaki insanın size ne söylediğini iyice anladığınızdan emin olur. Böylece sorunu yanlış anlamamış olur ve bu sayede de reaksiyon göstermek yerine düşünme sürecine girersiniz. Duygularınızı kontrol etmek için konuyu ilerki bir zamanda karşınızdakiyle tartışmanız da iyi bir yöntem. Bu süreçte kısa bir yürüyüş bile çok işe yarar.
Endişeliyim, çok şaşırdım, sinirliyim" cümleleri ile başlayın.
İki: Sorunu açıkça ortaya koyun. Karşınızdakini yargılar bir tavır almayın. O türlü yorumlardan kaçının. Örneğin "sen zaten hiçbir zaman işe vaktinde gelmezsin" demek yerine "Bu hafta senden üç kere şu konuda rapor istedim. Ama daha önüme gelmedi. Neler oluyor?" deyin.
- Niye sinirli olduğunuzu izah edin. Karşınızdakinin yaptığı hatanın yol açtığı etkinin sizin de geleceğinizi olumsuz etkileyeceğini anlatın.
- Karşınızdaki insana içinde bulunduğu durumu anladığınızı hissettirecek kelimeler seçin.
- Yanınızda, baktığınız zaman sizi mutlu hissettiren bir fotoğraf taşıyın.
Huzur Önerileri
- Sinirliyseniz bir şey yapmadan veya söylemeden önce 10 a çok sinirliyseniz 100 e kadar sayın
- Cevap vermeden önce derin ve yavaş bir nefes alın
- Kişileri yargılar şekilde konuşmayın
- Kendinizi karşınızdakinin yerine koyun, onun gözüyle bakın
- Onun durumunu anlamaya çalışın
- Sinirlendiren alışkanlıklarınızı bir anda değil ama yavaşça terk edin
- Trafikte araba kullanırken asla cep telefonu ile konuşmayın
- Sinirlenmeye başladığınız mekanı hızla değiştirin
- Bir Walkman, discman edinin
- SİNİRE KARŞI BİLE HOŞGÖRÜLÜ OLMALI
- Çok fazla sinirlenip de bu yazıdaki hiçbir öneriyi uygulayamazsanız, o zaman ne yapmalısınız?
Size bir şeytanın avukatı lazım. Onunla ciddi anlamda sinirlenme kontrolü deneyimi yapın. Öncelikle araba kullanırken ve de o korkunç trafiğin içinde cep telefonunuzla asla konuşmayın. Gelen telefon sizi daha da çıldırtabilir. Kendi zayıf noktalarınızı, nelerin sizi sinirlendirdiğini bilin. Trafik mi? O zaman erken işe gidip, geç çıkın. Eve gitmeden önce bir saat jimnastik yapın veya bir yere gidip o günün stresini atın. Bu sayede eviniz veya çocuk gürültüsü üzerinize gelmez. Ve unutmayın ki sinir de gündelik hayatımızın bir parçası. Sinire karşı bile hoşgörülü olmak lazım.