Gecelerin uzun, gündüzlerin kısa olması insanların moralini bozuyor. Kadınlar erkeklere oranla 4 kat daha fazla mevsimsel depresyon yaşıyor. Güneş ışınlarının insanlar üzerinde ruhsal ve fiziksel açıdan oldukça faydalı olduğu, bu yüzden sonbahar mevsiminde birçok insanın depresyon tehlikesiyle karşı karşıya olduğu bildirildi.
İnsanların genellikle sonbahar aylarında enerjisinin tükendiğini hissettiğini, kendine olan güven duygusunun azaldığını, fiziksel ve ruhsal açıdan çöküntü yaşadığı düşüncesine kapıldığı belirten uzmanlar, "Yapılan araştırmalar farklı kentlerde, farklı iklimlerde yaşayan milyonlarca insanın mevsimsel depresyon geçirdiğini gösteriyor. Yaz ayları hepimize tatil sevincini, güneşli günlerin varlığını hatırlatır ve ilkbahar aylarında yazın gelmesini dört gözle bekleriz.
Tartışmasız güneş ışınları insanlar üzerinde fiziksel ve ruhsal açıdan oldukça faydalı. İnsanların yaz aylarındaki olaylara yaklaşımı, kendine duyduğu güven hissi, sorunları çözmedeki rahatlığı, farklı yerlerde gezmek isteği, ve az uyku uyuması; sonbahar ve kış aylarında kendini yağmurlu ve güneşsiz günlerle başlayan mutsuzluk hissi, iç sıkıntısı, yorgunluk hissi bir süre sonra uyku hali ve bitkinliğe dönüşüyor" diye konuştular. Mevsimsel depresyonun aslında bu sırf insanlara özgü bir olay değil doğadaki tüm canlıların kendini yeni mevsime hazırlarken geçirdiği bir durgunluk dönemi olduğunu anlatan uzmanlar, "Her canlının yaşadığı bu fiziksel ve ruhsal değişimi bazı hayvanlar kış uykusuna yatarak sona erdiriyor. Bunun sebebi bilim adamlarına göre çok açık. Mevsimsel duygulanım bozukluğunun sebebi güneş ışığının önemli ölçüde azalmasıdır. Bu hastalığın varlığını ilk kez 15 yıl önce Norman Rosenthal tarafından araştırıldı ve açıklandı" şeklinde konuştular. Kadınların mevsimsel depresyona, erkeklerden 4 kat daha fazla girdiğini ve ekvatordan uzaklaştıkça da semptomların arttığını ifade eden uzmanlar, şunları söyledi: "Havaların serinlemeye başlaması ile güneş ışınlarının giderek etkisinin azalması anksiyete, depresyon, panik atak gibi ruhsal problemlerin ortaya çıkmasına neden oluyor.
Açıklaması ise oldukça kolay. Beynimizde bulunan fındık büyüklüğündeki epifiz bezi melatonin hormonu üretmekle görevlidir. Karanlık ortamlarda bu bez hormon üretimini artırır. Melatonin hormonu insanın fiziki hareketlerini yavaşlatan, uykulu ve bitkin yapan; ruh halini dingilleştiren yani ruhun nefes almasını sağlayan doğal bir sakinleştiricidir. Karanlıkta uykuya dalmamızın daha kolay oluşu bunun bir göstergesidir. Karanlıkta üretimi artan melatoninin vücudumuz üzerindeki en önemli etkisi canımızın sürekli tatlı yiyecekler istemesi yada aşırı yemek yeme isteği. Kış aylarında belki de kilo almamızın nedenlerinden biri bu olabilir. Gözün ağ tabakasından epifiz bezine iletilen ışık ise melatoninin üretilmesini azaltıyor. Bu olay melatonin miktarını azalttığı için artışının aksine belirtiler başlıyor. Kişi neşelenip, aktifleşiyor. Kış aylarında güneş ışığının azalması, gecelerin uzun, gündüzlerin kısa olması ve doğal olarak melatoninin çok üretilmesi mevsimsel duygulanım bozukluğuna yol açıyor".