Özellikle soğuk su balıklarından elde edilen balık yağının faydaları saymakla bitmiyor. Kalp-damar hastalıklarından diyabete, Alzheimer’dan hiperaktiviteye kadar içerisindeki omega-3 yağ asitleriyle pek çok soruna şifa oluyor. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Kaya, balığın mucizevi faydalarını şöyle sıralıyor:
Birçoğumuzun balık yağı ile ilgili pek hoş anısı yoktur. Çocukluğumuzda annelerimiz tarafından iştahımız açılsın, şişmanlayalım diye, zorla içirilen koca bir kaşık kötü kokulu maddeyi hepimiz hatırlarız herhalde. Ancak geçtiğimiz 30 yıl içinde yapılan araştırmalarda, bu maddenin sadece şişmanlatıcı ve iştah açıcı yüksek kalorili bir ürün olmadığı, tüm vücudumuz için neredeyse bir yapıtaşı özelliğinde olduğu gösterildi.
- Sinir sistemimizden kalbimize; kalbimizden, cildimize kadar tüm organlarımız için elzem olduğu artık biliniyor. Hatta obezite tedavisinde insülin direncini kırarak iştah kapanmasına ve kilo vermeye bile etkisi olabilir.
- Aslında, balık yağı olarak bilinen yağ asidi Omega-3’dür. Ayrıca bitkisel yağlarda bulunan yağ asidi de Omega-6’dır. Bu iki yağ asidi vücudumuz için çok önemlidir. Bir çok yağ asidini kendisi sentezleme yeteneği olan vücudumuz, bu iki yağ asidini sentezleyemez. O nedenle bu yağ asitlerini dışardan yiyeceklerle almak zorundayızdır.
- Bu yağ asitleri daha çok balık yağında bulunsa da, her balık Omega-3 yağ asidi açısından zengin değildir. Derin denizlerde yaşayan ve siyah etli balıklarda Omega-3 seviyesi daha yüksektir.
- Özellikle somon, sardalye, uskumru, ton ve kalkan balıkları Omega-3 açısından daha zengindir. Ayrıca bal kabağı çekirdeği, keten tohumu, ceviz ve koyu yeşil yapraklı sebzeler de Omega-3 içerir. Omega-6 yağ asitleri de daha çok susam, ayçiçeği çekirdeği, ceviz, badem ve fındıkta bulunur.
- Balık ve balina etinden zengin beslenen eskimolarda kalp hastalıklarının, yüksek tansiyonun ve şeker hastalığının nerede ise hiç görülmemesi bilimadamlarının dikkatini çekmiş ve bu konuda araştırma yapmaya itmiştir.
- Balık yağında bulunan EPA (Eicosapentaneoic asit) ve DHA (Docosahexaenoic asit)’nın diğer sebze ve hayvan yağlarında bulunmadığını keşfetmişlerdir. Bu iki maddde özellikle bazı hormonların yapıtaşıdır. Beyin gelişimi ve üreme sistemi için de gereklidir.
- 3 tarafı denizlerle çevrili olan ülkemizde ne yazık ki, balığa yeterli önem vermiyoruz. Haftada en az 2-3 gün balık tükettiğimiz veya düzenli olarak Omega-3 kullandığımız takdirde sağlığımıza kazandıracağımız faydalar şunlardır:
- Çocukluktan itibaren düzenli olarak kullanıldığında daha yüksek zeka düzeyi ve daha iyi bir bağışıklık sistemi sağlar.
- Çarpıntı şikayeti olanlarda, betablokör ilaç kullanımına ek olarak kullanıldığında oldukça iyi sonuçlar verir.
- Omega-3, aspirin ve kolesterol düşürücü ilaçlar kadar etkilidir. Kalp-Damar hastalıklarından korur.
- Vücudu erken bunamadan korur. Alzheimer hastalığına karşı korunmada önemlidir.
- Hamilelik sonrasında görülebilen depresyon, hamilelik sırasında ortaya çıkabilen pre-eklempsi gibi hastalıklar; hamilelik süresince düzenli olarak balık yenirse veya balık yağı kullanılırsa daha az görülür. Ayrıca bebekte de daha iyi gelişme yapar, bebek doğduğunda daha az uyku sorunu yaşar ve daha az alerji olur. Bu çocuklarda hiperaktivite sorunu da daha az yaşanmaktadır.
- Hipertansiyon, Şeker Hastalığı, Kolesterol Yüksekliği ve Çeşitli böbrek hastalıklarının tedavisinde mevcut tedaviye eklendiğinde daha yüz güldürücü sonuçlar alınmasını sağlar.
- Balık fazla tüketen ülkelerde bağırsak, meme ve prostat kanseri daha az görülür.
- Balık yağı kapsül olarak kullanıldığında günde 3000 mg’a kadar alınabilir. Her bir kapsülün salatalık kadar kalorisi vardır, şişmanlatmaz.
Yorum Yap
Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Giriş Yap
Yorumunuzun kontrolden geçtikten sonra yayınlanacaktır.