Gerek reçete ile satılan gerekse bitkisel kökenli ilaçlarda sahtekarlık her geçen gün artıyor. Ayrıca ithal edilen ve tam olarak kaynağı tespit edilemeyen ilaçların yaygınlaşması büyük bir tehlike olarak karşımızda duruyor.
Birleşmiş Milletler (BM) sahte ilaçların her geçen gün daha da büyüyen bir problem haline geldiğini resmi olarak da bildirdi. Üretim, ithalat, satış ve kalite gibi konularda tüm üye ülkelerin daha sıkı kurallar koymasını öneren BM, piyasadaki pek çok sahte ilacın sadece etkisiz olmadığını bir kısmının ölümcül potansiyele sahip olduğunu bildirdi.
İlaçların denetimsiz satışında ve tüketiciye hiçbir kontrolden geçmeden ulaşmasında en önemli yollardan bir tanesini kuryeler veya elektronik postalar oluşturuyor. Ancak benzer bir sorun reçetesiz olarak eczanelerde veya daha çok marketlerde satılan ürünler için de geçerli. Bu tür ilaçların içerisindeki etken maddelerin ne olduğu, hangi miktarda kullanılması gerektiği neredeyse tamamen kişilerin inisiyatifine ve ticari yaklaşımlarına kalmış durumda.
Bu kontrolsüz ilaç pazarının en korkutucu yanı “uyuşturucu etkisi olan ve üretimi, satışı sıkı kontrol altında olan pek çok ilacın da kolaylıkla ulaşılabilir olması”... bu sayede ülkemizin de içinde olduğu Avrupa dünyanın en büyük ikinci uyuşturucu pazarı haline gelmiş durumda...
Dünya Sağlık Örgütü (WHO)'nün rakamları ayrıca korku verici; gelişmiş ülkelerde kullanılan ilaçların %25-50'sinin uydurma ilaçlar olduğunu resmen açıklamış durumda... Bu ilaçların çoğunun orijinallerinden ayrılması oldukça zor. Para gibi çok teknik ürünlerin bile kolaylıkla kopyalanabildiği günümüzde bir ilacın kendisinin ve kutusunun benzerinin yapılması çok ilkel imkanlarla bile gerçekleştirilebiliyor.
İlaç İstismarı Konusunda Ülkemizi İlgilendiren İki Temel Sorunun Üzerinde Özellikle Durulması Gerekiyor
Birincisi; zayıflama ve diyet ilaçlarına olan talebin kontrolsüzlüğü; çoğu ithal olan bu tür ilaçlar hakkında hemen hiçbir bilgi olmaksızın (etken madde, etki etme şekli, zehirleyici/zararlı olabilecek özellikleri, dikkat edilmesi gerekenler, yan etkileri vb.) büyük bir iştah ile kullanıyoruz. Neredeyse hepimizin zihninde hala ithal olan ürünlerin kaliteli ve etkili olduğuna dair büyük bir yanılgı vardır. Oysa en büyük ilaç ve bilim sahtekarlıklarının önemli bir bölümü hep bu ülkelerden çıkmıştır. Hiç yaşamamış doktorlara yazdırılan ve yayınlanan araştırmalar, para ile yazdırılan yazılar ve övgüler, sahte isimlerle yapılan destekler batı dünyasının yabancı olmadığı hilelerdir.
İkincisi; tüm bitkisel kökenli ilaçların veya ürünlerin en azından “zararlı olmadığı/olmayacağı” düşüncesi; ki son derece yanlış ve tehlikeli bir düşüncedir. Pek çok bitki içinde 200'den daha fazla kimyasal madde içerir bunlardan en az birkaç tanesi ya zehirli ya da zararlıdır. Kaldı ki, bitkinin üretildiği bölge, zararlı metal kalıntılar içerip içermediği, mikrop barındırıp barındırmadığı gibi konuları çoğu zaman düşünmüyoruz.
Lütfen ilaç ve destek ürünleri kullanırken mutlaka güvendiğiniz bir hekime başvurunuz. Hiçbir ürünü kulaktan duyma bilgilerle, kendisine iyi geldiğini ifade eden kişilerin yönlendirmeleri ile kullanmayınız. Aldığınız üründe mutlaka bazı garantilerin olmasına özen gösteriniz (ör. FDA, OHSAS, ISO, BRC, CE, IFS, TSE, TSEK). Sağlıklı günler dileği ile...
Yorum Yap
Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Giriş Yap
Yorumunuzun kontrolden geçtikten sonra yayınlanacaktır.