Türkiye de 13 yıl aradan sonra yapılan bir bilimsel çalışma, Türk insanının kilosunun yanı sıra bel ve kalça çevresi genişliğinin giderek artmasına paralel olarak, diyabet hastalığı görülme sıklığının da neredeyse iki kat arttığını ortaya koydu.
İlki 1997 yılında yapılan Türkiye Diyabet, Hipertansiyon, Obezite ve Endokrinolojim Hastalıklar Prevelans Çalışmasının ikincisi (TURDEP-2), çok sayıda bilim adamının katılımıyla 18 Ocak - 15 Haziran 2010 tarihleri arasında, 5 coğrafi bölgedeki 15 kentte, her bir kentin 6 şar ilçesi ve bu ilçelerin 3 er mahallesinde titizlikle gerçekleştirildi. Çalışmada 20 yaş üstü 16 bin 696 u kadın ve 9 bin 327'si erkek olmak üzere 26 bin 499 kişinin laboratuvar sonuçları incelendi.
Prof. Dr. İlhan Satman'ın yürütücülüğünde çok sayıda bilim insanının katıldığı ve pek çok kurumun desteklediği TURDEP-2 çalışmasının ön sonuçları , Antalya'nın Serik ilçesine bağlı Belek beldesinde düzenlenen 32. Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kongresinde açıklandı.
Prof. Dr. İlhan Satman!ın açıkladığı çalışmanın ön sonuçlarına göre, Türk kadının boyu 13 yılda 1 santimetre uzayarak ortalama 159, Türk erkeğinin boyu da 1 santimetre uzayarak ortalama 171 santimetreye ulaştı. Aynı dönemde Türk erkek ve kadın yetişkinlerin ortalama ömürlerinin dört yıl uzadığı da belirlendi.
Hem Bel, Hem Kalça Büyüyor
TURDEP-1 ve TURDEP-2 de elde edilen sonuçlara göre, 13 yılda Türk kadını 6 kilo alarak, ortalama ağırlığı 72 kilograma, Türk erkeği de yine 7 kilo alarak ortalama ağırlığı 80 kilograma yükseldi. Son çalışmada, kadınların beden kitle endeksi 28,72, bel çevresi 93, kalça çevresi de 109 santimetre olarak ölçüldü.
Beden kitle endeksi, 27,16 olarak hesaplanan Türk erkeğinin bel çevresi 97, kalça çevresi de 105 santimetre olarak ölçüldü.
Her iki çalışma sonuçları 13 yılda kadınların bellerinin 6, erkeklerin bellerinin 7 santimetre arttığını ortaya koydu ancak aynı sürede kadınların kalça çevresinin erkeklere göre daha da arttığı dikkati çekti. Bu dönemde kadınların kalça çevresi 7, erkeklerin kalça çevresi ise 2,8 santimetre arttı.
Çalışmanın sevindiren tek sonucu ise çalışmaya katılan deneklerin sigara kullanımıyla ilgili oldu. Çalışma, 13 yılda sigara içenlerin oranının yüzde 42 azaldığını ortaya çıkardı.
Çalışmanın yürütücüsü Prof. Dr. İlhan Satman, 13 yıl arayla tekrarlanan TURDEP-1 ve TURDEP-2 çalışmasının, yaş ilerledikçe diyabet görülme sıklığının arttığını gösterdiğini de vurguladı. Satman, en ürkütücü rakamı ise, Türkiye de diyabet prevalansı 1997 yılında TURDEP-1 ile yüzde 7.2 iken, 2010 yılında yüzde 13,7 ye ulaştı diye açıkladı.
Satman, Türkiye de Bozulmuş Glukoz Toleransı (BGT) Prevalansı nın da 1997 de yüzde 6,7 iken 2010 yılında yüzde 13,9 a yükseldiğinin altını çizdi. Satman, diyabet ile bozulmuş glukoz toleransı prevalansındaki olumsuz değişikliklerin başlıca nedenlerini de nüfusun yaşlanması ve obezite olarak sıraladı.
Satman, Türk erişkin popülasyonunun ortalama 4 yıl yaşlandığını, ayrıca Türkiye de obezite prevalansının 1997'de yüzde 22,3 iken 2010'da yüzde 31,2'ye yükseldiğini bildirdi. Satman, fiziksel aktivite azlığının da diyabet riskini artırdığına dikkati çekerek, herkesi günlük yaşamda daha aktif olmaya, düzenli egzersiz yapmaya çağırdı.