Sıvı-fîbrinli (sulu) akciğer zan iltihabının nedenleri fibrinli iltihap nedenleriyle aynıdır. En önemli neden veremdir; olguların yüzde 90'ı vereme bağlıdır. Belirti veren olgulann bir bölümü de akciğer tümörlerine bağlı olarak ortaya çıkar.
Sıvı-fibrinli akciğer zan iltihabının en önemli özelliği, zar boşluğunda birkaç mililitreden birkaç litreye kadar değişebilen sıvı (eksüda) toplanmasıdır; toplanan sıvı miktarı 5-6 litreye ulaşabilir.
Dikkat çekici bir nokta da akciğer zan boşluğunda toplanan sıvı miktarının çok olmasına karşın, akciğer zanndaki ya da akciğerdeki lezyonların fazla ağır olmamasıdır. Bunun nedeni sıvı-fibrinli akciğer zarı iltihabının oluşumunda alerjik bir sürecin rol oynamasıdır.
Özet olarak fibrinli ve sıvı-fibrinli akciğer zan iltihabı arasındaki başlıca fark, akciğer zannın aynı uyanya değişik biçimlerde yanıt vermesinden kaynaklanır.
Belirtileri
Hastalığın başlangıç belirtileri, kuru akciğer zan iltihabı belirtilerinin aynısıdır. İlk dönemde göğüs ağrıpsı hep vardır, ama aralarında sıvı birikmesi sonucunda akciğer zan katmanlarının birbirinden uzaklaşmasıyla zamanla kaybolur. Nefes darlığı başlangıçta ağrıya bağlıdır. Daha sonra ise sıvı toplanması sonucu solunuma katılan akciğer yüzeyinin azalması nefes darlığı yapar. Önceleri tutulan akciğer alanına basınç ağrıyı artırdığından hasta sağlam akciğer yanına yatmayı yeğler. Oysa akciğer zarı boşluğunda sıvı toplandıktan sonra hasta akciğer yanına yatma eğilimi görülür, böylece sağlam akciğerin daha rahat solunuma katılması sağlanır. Biriken sıvının aşırı miktarlara vararak kalp ve dolaşımı engellediği olgularda hasta ancak yan oturur durumda ya da dik durduğunda soluk alıp verebilir.
Ateş hiç kaybolmayan bir belirtidir, ama süresi ve yüksekliği hastalık etkenine göre değişebilir. Sıvı birikiminin en çok olduğu devrelerde en yüksek düzeye erişir; daha sonra sıvı geri emildik-çe yavaş yavaş hafifler.
Tanı
Sıvı-fibrinli akciğer zan iltihabının tanısı genellikle kolaydır. Hastalığa özgü birçok nesnel ve öznel belirti tanıyı kolaylaştırır. Bununla birlikte hastalığın gidişini belirleyen, iltihabı başlatan ana etkeni saptayıp uygun tedavi yöntemini bulmaktır. Bunun için akciğer zannda biriken sıvının fiziksel, kimyasal, hücresel ve bakteriyolojik özellikleri titizlikle incelenmelidir. Bu inceleme, sıvının biriktiği bölgede akciğer zan boşluğuna bir iğneyle girilip toplanan sıvıdan örnek alınarak yapılır. Torasentez adi verilen bu girişim yerel anestezinin ardından boşluğa iğneli bir tüp (kanül) ya da enjektörle girilerek gerçekleştirilir. Alınan sıvının özgül ağırlığı ve asitlik derecesi saptanarak transüda ya da eksüda niteliğinde olduğu belirlenir. Sıvı transüda niteliğindeyse içeriğinde proteine, genellikle kırmızı ve beyaz kan hücrelerine ve akciğer zarı yüzeyini döşeyen hücrelere ender rastlanır. Sıvı tipinin belirlenmesi tanı açısından çok önemlidir. Eksüda niteliğinde bir sıvı örneği genellikle akciğer zarı İltihabını düşündürür. Transüda yapısında sıvı ise daha çok akciğer zan katmanlan arasındaki iltihaptan bağımsız olarak kalp, böbrek ya da karaciğer hastalıkla-nna bağlı sıvı birikiminin belirtisidir. Kimyasal İncelemeler yağ, kilus ya da kolesterol gibi bazı Özel maddelerin varlığını kanıtlamak için yapılır. Hücresel inceleme için Önce sıvı santrifüjle ayrıştırılır; sonra kalan cisimcikler lama yayılarak boyanır ve mikroskop altında incelenir. Hücresel bileşenlerin tanınması, özellikle tümöre bağlı sıvı birikiminde çok önemlidir. Bakteriyolojik inceleme ise sıvıda bulunan bakterileri, yani hastalığın asıl etkenini ve bunların çeşitli antibiyotiklere karşı olan duyarlılıklarını saptamaya yöneliktir. Akciğer zarından alınacak biyopsi örneği kesin tanı açısından çok yararlıdır. Torasentez sırasında zar dokusundan kolayca örnekler alınabilir.
Yorum Yap
Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Giriş Yap
Yorumunuzun kontrolden geçtikten sonra yayınlanacaktır.