Kılıç otu, bin bir delik ve eşek kulağı olarak da bilinen Hypericum perforatum (İng.: St.John's Wort) depresyona çözüm olabilir mi?
Daha sabahtan hayat çok gri görünüyor, hiçbir şey yapmaya karşı en ufak bir istek yok, bugün akşam nasıl gelecek acaba, daha da önemlisi gece nasıl geçecek, nasıl uyuyacağım? Çağımızın bilinen-görünenden belki de çok daha yaygın hastalığı depresyon basitçe mutsuzluk hissi, isteksizlik, boşluk hissi gibi bulgulardan korku ve genel huzursuzluğa kadar uzanan tarifi zor bir duygular karmaşasından ibaret aslında. Yer yer bu subjektif bulguların iştahsızlık, uyuyamama, sırt ve kas ağrıları, mide rahatsızlıkları ve hatta kalp şikâyetlerine kadar ilerlediğini de görmek mümkün. Şikâyet ve rahatsızlık dışında gerçekte herhangi bir organik problem yoktur oysa ki.
Sıklıkla bu gibi depresyon bulgularının tetikleyicisi iş, aile ya da arkadaş çevresinden kaynaklanabilen yoğun streslerdir. Yakın çevresinde meydana gelen önemli değişiklikler karşısındaki çaresizlik kişinin kendisini işe yaramaz hissetmesine neden olabilir. Bu gibi emosyonel uyaranlar zamanla alışılageldik hormonal dengede değişikliklere yol açabilir ve zaman içerisinde rahatsızlık iyice oturur. Kişi Amaaan bırakın beni, bugün hiç günümde değilim! şeklinde veya benzeri cümleleri sıkça ve uzun süredir hiçbir somut sebep gösteremeden kullanmaya başlamışsa bir problemin varlığı tahmin edilebilir. Çevresinden erken algılanan depresyon sıklıkla uygun tedbir ve tedavilerle hafifletilebilir, hatta tamamen ortadan kaldırılabilir.
Depresyonun organik kökeninde beyinde hücreler arası iletişimde rol alan önemli kimyasal haberci moleküllerinin (nörotransmitter) dengesinde meydana gelen bozulmanın yattığı düşünülmektedir. Bu düşünceyi temel alarak geliştirilmiş antidepresan ilaçların hemen hepsi söz konusu kimyasal habercilerin bir ya da birkaçının yapımını azaltan ya da azaltan etkileriyle ön plana çıkmaktadır. Bu tür ilaçların çoğu kez uyku düzeni üzerinde yan etkileri de birlikte getirdiği ise bilinen bir gerçektir ve yer yer hastalar tarafından tolere edilmekte zorlanmaktadır.
Kılıç otundan elde edilen ekstrenin ise sinir hücreleri arasındaki kimyasal iletim dengesini düzenleyici rolü ile birlikte uyku düzenleyici etkinliği de bilinmektedir. Yüksek dozda alınan kılıç otu ekstresinin (günde 900 mg kadar) kişiyi yeniden olumlu düşünmeye sevk edebildiği, yaşama isteğini ve genel aktiviteyi artırabildiği gösterilmiştir. Kılıç otu 50100 cm yüksekliğe ulaşabilen ve sapı boyunca küçük oval yaprakları olan bir bitkidir. Üst bölümlerinde yoğun bir şekilde dallara ayrılan bitkinin yaprakları üzerinde belirgin kırmızı benekler de dikkat çekicidir ki bunlar yağ özütünün elde edilmesinde kullanılır. Kuru ve bol güneşli yerleri seven kılıç otu Haziran ayından itibaren sarı renkli ve her biri beş yapraklı çiçeklerini açmaya başlar. Yaz boyunca açan çiçekler bol miktarda güneş ışığı toplayarak kırmızı renkli boya maddesi olarak depolar. Bu boya maddesinin kişiye güneşin ışığını ve enerjisini geri yükleyerek eskiden güneşsiz kış aylarının hastalığı olarak kabul edilen depresyondan kurtulmaya yardımcı olduğuna inanılır.
Uykuyu düzenleyici etkisinin yanında çoğu antidepresan ilaçta bulunan uykuya aşırı meyil şeklinde bir yan etkinin bulunmaması ise önemli bir avantajdır. Bu özelliği ile günlük yaşamın bozulmadan sürdürülmesine olanak tanımaktadır. Bu arada kılıç otunun depresyon dışında da kullanılabildiği birçok durum sıralanmıştır: sinirlilik, sindirim bozukluğu, yara iyileşmesi, yanıklar, ezilmeler, kas gerginliği, bel ağrısı, gut vb. gibi birbirleriyle ilgisiz gibi görünebilen birçok durumda kullanımı ile ilgili tarifler vardır.
Depresyon ilaçlarının etki göstermesi için öncelikle sabır ile 2-3 hafta boyunca kullanılması öngörülmektedir her zaman. Aynısı kılıç otu ekstresi için de geçerli aslında. Sonuçta beyinde sentezlenen birtakım kimyasal maddelerin dengesinin yeniden yerine konması söz konusu ki bu olayın biraz zaman alması beklenir. Tüm bunların yanında, depresyonla mücadele etmek için herhangi bir ilaç ya da bitkisel karışım kullanmak yerine, ya da kullanmanın yanında, kişinin kendisine başka şekilde yardımcı olabileceği davranışlar da vardır elbette. En başta hayatını belli bir düzene koymak, iyi bir günlük zaman planlaması yapmak ve bu planlamaya uyum göstermeye çaba göstermek gelir. Kişi kendisine verdiği görevleri yerine getirdikçe kendine güvenini yeniden kazanacaktır. Bisiklet binme, yüzme, yürüyüş gibi sportif aktivitelerin yanında resim-müzik benzeri hobiler edinme de ruhsal dengenin yeniden kazanılması için olumlu uğraşlardır. Aslında belki de en önemlisi kişinin içerisinde bulunduğu bu sıkıntılı durumdan gerçekten de kurtulmak istemesidir.