Sağlığa faydası saymakla bitmeyen domatesin yenilmesi, yaklaşık 150 yıl önce günah sayılmış, iğrenç bulunmuş, tohumunda akrep ürediği ve zehirli olduğu düşünülerek sadece süs bitkisi olarak değerlendirilmişti. Anavatanı Güney Amerika olan domates, kıtanın keşfiyle beraber Avrupa'ya girdi. Önceleri rengi sarı olan ve zehirli olduğu düşünülen domates, uzun süre bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirildi. Tarihteki itilmişliğine karşın, bugün sofraların ayrılmaz bir parçası haline gelen domatesin, başta kanser olmak üzere birçok hastalığın önlenmesinde etkili olduğu biliniyor.
Bol C ve E vitamini, zengin mineral ve organik asitler içeren, bünyesinde bulunan likopen adlı madde sayesinde kanser önleyici özelliği olan domates, aynı zamanda kanı sulandırıcı ve damar yumuşatıcı özelliğiyle tansiyonu düşürüyor. En güzel yanı ise pişirildiği zaman C vitamini hariç diğer özelliklerinden hiçbir kayba uğramıyor. Domates, şeker ve böbrek hastalarına da tavsiye ediliyor. Bol ve çeşitli vitaminleri, mineralleri ve faydalı organik asitleri ile tıbbi değeri çok yüksek olan domates, vücuda kükürt, fosfor ve organik sodyum veriyor. Domatesteki C vitamini ise önerilen günlük vitamin miktarının yüzde 50'sini geçiyor. Ayrıca damarları yumuşatıyor, kanı durultuyor, üreyi düşürüyor, vücudu gençleştiriyor, kabızlığı önlüyor, kalp ve karaciğer bozukluklarına iyi geliyor. Böbrekleri çalıştırarak idrar söktüren domates, hazmı kolaylaştırıyor, hamur işleri, bol yağlı yemeklerle tüketildiğinde de soda etkisi yapıyor.